"Seçim günü her şey tasarlandığı gibi, tıkır tıkır yolunda git ti. Silahlı kuvvetler demokrasinin işlemesine destek olmak için hazır bekliyorlardı ve her zamankinden daha cıvıl cıvıl, güneşli olan bu bahar sabahında her şey dinginlik içindeydi. "Zamanlarını, bir diktatörü devirip yerine bir yenisini geçir mek için ihtilaller yapmakla geçiren Kızılderililer ve Zencilerle dolu olan bu kıtaya örnek olacak bir ülke. Bizim ülkemiz bam başkadır. Gerçek bir cumhuriyet bizimkisi. Bizim yurttaşlık gu rurumuz vardır. Burada muhafazakar parti alnının akıyla kaza nır, açıkça. Asayişi, barışı korumak için bir generale ihtiyacımız yok bizim. Komşu diktatörler gibi değiliz. Oralarda millet birbi rini boğazlarken gringo'lar da ülkenin ham maddelerini yükleyip götürüyor," dedi Esteban Trueba seçim sonuçları açıklandığı za man, kulübün yemek salonunda şarap bardağını şerefe kaldıra rak. Üç gün sonra, durumlar olağana döndüğü zaman Ferula'nın mektubu Tres Marfas'a ulaştı. O gece Esteban, Rosa'yı düşünde görmüştü. Çoktandır olmayan bir şeydi bu. Düşünde Rosa o sal kım söğüt saçları omuzlarından aşağı dökülür durumda gözük müştü, onu beline kadar saran bitkisel bir pelerin. Cildi sert ve soğuktu, mermer renginde, mermer dokusunda. Çıplaktı, kolla rında bir çıkın tutuyor ve düşlerdeki kişilerin yürüdüğü gibi yü rüyordu, çevresindeki o ışıltılı yeşil ayla dalgalanarak. Esteban onun yavaş yavaş kendinden yana geldiğini gördü, tam ona do kunmak için elini uzattığı zaman Rosa çıkınını yere, şrak diye onun ayağının dibine fırlattı. Esteban eğilip çıkındaki şeyi aldı: bu gözleri olmayan minicik bir kızdı ve ona baba diyordu. Esteban gergin .ve kaygılı uyandı, öğleye kadar huysuzlanıp durdu. Ferula'nın mektubu eline geçmezden çok önce, rüyası yü zünden içi kalkmıştı. Her sabah yaptığı gibi kahvaltı etmek için mutfağa girdi ve yerdeki kırıntıları gagalayan bir tavuk gördü. Bir tekmeyle tavuğun karnını yardı; tavuk bir tüy ve Segundosak gölü içinde öldü kaldı, kanatlarını çarparak . . Bununla yatışacağı yerde büsbütün sinirlenen Esteban boğulacak gibi oldu. Atının sırtına bindiği gibi kocabaşların damgalanmasını denetlemeye git ti. Önce Pedro Segundo Garcfa'nın evine uğradı. Pedro Segundo, San Lucas istasyonuna bir paket götürmüş, sonra da kasabaya uğ rayıp postaya bakmış ve Ferula'nın mektubunu alıp dönmüştü." (Isabel Allende – Ruhlar Evi)
Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,
0 Yorumlar