"Gel gör ki Clara hayvanı evlat edinmişti. "Barrabas benim, babacığım. Elimden alırsanız soluğumu keserim ve ölürüm, Tan rı sizi inandırsın." Köpek evde kaldı. Çok geçmeden dört bir yanda koşuşarak perde püsküllerini, şark halılarını ve masa bacaklarını kemirir ol du. O içler acısı durumundan çarçabuk kurtularak gelişmeye baş ladı. İlk kez yıkandığı zaman renginin siyah olduğu görüldü; dört köşe bir kafası, uzun uzun bacakları vardı, kısa tüylüydü. Dadı, daha kibar dursun diye onun kuyruğunun kesilmesini önerdiyse de Clara'nın sinir krizi tuttu, kriz azarak astım nöbeti ne dönüştü ve köpeğin kuyruğunu kesmekten bir daha kimse söz etmedi. Kuyruğu Barrabas'a kaldı ve zamanla golf sopası boyun da uzayarak apayrı bir yaşam gücü kazandı ki bu da masa üstle rindeki lamba ve porselenlerin yerlere devrilmesine yol açar ol du. Barrabas'ın boyu ve cinsi belirsizdi. Sokak köpekleriyle or taklaşa hiçbir yönü olmadığı gibi aristokrat ailelerin yetiştirdikle ri safkan yarış köpekleriyle ilişkisi daha bile azdı. Veteriner cinsi ni saptayamayınca Clara onun Çin' den geldiğine karar verdi, çünkü dayısının eşyalarının çoğunluğu o uzak ülkenin damgasını taşımaktaydı. Köpeğin büyümekteki yeteneği sınırsız gibiydi. Altı ay içinde koyun boyuna ulaşmıştı, bir yılın sonunda tay ka dar olup çıktı. Çaresiz kalan aile bireyleri onun pek olmadığından kuşkulanmaya başladılar. Olur" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)
Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,
0 Yorumlar