dönmek zorunda kaldı. Bir yılı aşkın bir süredir ayak basmamıştı ve Pedro Segundo Garcfa'nın sıkı gözetimine karşın çiftlikte efendinin yokluğu acı acı hissediliyordu. Esteban'a bir zamanlar cennet bağı gibi gelen, övünç ve mutluluk kaynağı olan bu mülk şimdi bir baş belası kesilmişti. Esteban geviş getiren do nuk gözlü inekleri, ömür boyu her Tanrının günü aynı işi yapan köylülerin uyuntu tempolarını, gerideki karlı cordillera'nın de ğişmez tablosunu ve yanardağın ağzından yükselen cılız duman sütununu seyrederken tutsakmış gibi bir duyguya kapıldı. O çiftlikteyken köşedeki büyük evin hayatı değişti, erkeksiz bir yaşantının yumuşak, tekdüze programına yer açtı. Yataktan ilk çıkan Ferula oluyordu, çünkü yatalak annesine baktığı gün lerden beri hala erken kalkmak huyundaydı, ama Clara'yı bırakı yordu, geç saatlere kadar uyusun. Kuşluk saatinde ona kahvaltısı nı kendi eliyle yatağına götürüyordu. Güneş içeri girebilsin diye o mavi ipek perdeleri açıyor, üzeri deniz perileriyle resimlenmiş Fransız porseleninden yapılma banyoyu dolduruyor, Clara'nın uykusundan sıyrılarak odadaki ruhları teker teker selamlaması na, tepsiyi göğsüne çekerek kızarmış ekmeğini o koyu, sıcak ka kaoya banmasına zaman bırakıyordu. Sonra bir annenin tatlı ok şayışlarıyla yataktan çıkartıyordu onu, bir yandan da sabah gaze tesindeki güzel haberleri veriyordu. Bunlar son zamanlarda gün günden azaldığı için Ferula boşlukları komşulara ilişkin dediko dular, ev yaşantısına ilişkin havadan sudan haberler ve kendi uy durduğu fıkralarla doldurmak zorunda kalıyor, Clara da bunla rın hepsini pek güzel buluyor ve beş dakika içinde unutuyordu. Bu yüzden Ferula aynı fıkraları kaç kez üst üste anlattığı halde Clara her seferinde ilk duyuyormuşçasına eğleniyordu. Ferula, doğacak çocuğa yarar diye Clara'yı güneşte gezmeye çıkartıyordu. Çocuk doğduğu zaman hiçbir şeyi eksik olmasın, dünyanın en güzel giysilerini o giysin diye alışverişe, "kardeşimle evlendiğinden beri nasıl güzelleştiğini herkes görsün," diye golf kulübünde öğle yemeğine, "onları unuttun sanmasınlar," diye ana babasını görmeye, "bütün gün evde kapanıp kalmayasın," di ye tiyatroya götürüyordu. Clara onun kendini gütmesine, aptal lık değil de kafasının başka şeylerle dolu olmasından gelen bir gü leryüzle izin veriyordu. Tüm enerjisini de Esteban'la telepati" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)
Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,
0 Yorumlar