Clara'nin yeni yardımcısı Pedronun babası,Telefon Çiftliğe kuruluyor,Blance hasta olduğu için Clara onu almak iç yola cikar



sin diye yavaş yavaş yudumlarken birbirlerinin hayatını düşü­ nürlerdi. On beş yıldan fazladır tanıyorlardı birbirlerini; yazları bir arada geçmişti, gene de bunca zaman boyunca üç beş cümle­ den öte konuşmuş değillerdi. Pedro Segundo, Clara'ya yazları görünen, içinden ışıklı bir düş kişisi gözüyle bakardı, tanıdığı bü­ tün öteki kadınlardan bambaşka, hayatın yabanıl gereksinimle­ rinden esirgenmiş birisi. Şimdi, ellerini hamura batırmış, önlüğü tavuk kanıyla lekelenmiş haliyle bile Clara günün titreşimlerin­ den doğmuş bir hayalet gibi geliyordu ona. Yalnızca alacakaran­ lıkta bir bardak çay başında paylaşılan bu dakikaların dinginliği içinde kahya, Clara'nın insan yönünü görebiliyordu. Ona bağlı kalacağına içinden yemin etmişti ve yeniyetmeler gibi, onun uğ­ runa canını vermek düşleri kurduğu zamanlar bile vardı. Esteban Trueba'dan nefret ettiği oranda Clara'ya değer veriyordu. Telefon takacak adamlar geldiği zaman evin yaşanacak duru­ ma gelmesine daha çok vardı. Esteban Trueba dört yıldır telefon edinmek için savaşım vermekteydi. Tam, başının üstünde yağ­ murdan korunacak bir dam bile olmadığı sırada İstediğini verdi­ ler. Aygıt çok dayanmadıysa da ikizleri arayıp konuşmalarını dinlemekte işe yaradı. Kulakları sağır eden· uğultuların ve kent santralının sık sık lafa karışmalarının arasında ikizler başka bir galaksiden konuşur gibiydiler. Çiftliktekiler Blanca'nın hasta ol­ duğunu, rahibelerin onun sorumunu yüklenmek istemediklerini telefonla öğrendiler. Genç kızın öksürüğü hiç geçmiyor, ateşi de sık sık yükseliyormuş. O dönemde verem korkusu her evin için­ deydi, çünkü vereme kurban vermeyen aile yok gibiydi; böylece Clara gidip kızını almaya karar verdi. Clara'nın yola çıktığı gün Esteban Trueba telefonu bastonuyla vurarak paramparça etti, çünkü telefon çalıyor, Esteban, "Geliyorum sus," dediği halde susmuyordu. Esteban öfkeden kudurarak atılıp telefona basto­ nuyla vurmaya başladı ve bu arada ihtiyar Pedro Garcfa'nın bin zahmetle iyilettiği köprücük kemiğini kırdı. Bu, Clara'nın tek başına yaptığı ilk yolculuktu. Bu yolu yıl­ lardır geçmekteydi ama hiç dikkatini vermeden, çünkü kendisi düşlere dalarak pencereden dışarı bakarken yanında gündelik ay­ rıntılarla uğraşacak birisi her zaman bulunmuştu. O gün Pedro Segundo Garda onu istasyona götürüp trene bindirdi. Clara veda ederken eğilip onu usulca öperek gülümsedi. Pedro Segundo eli172" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)

Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,

Yorum Gönder

0 Yorumlar