Dadı Clara'yi konuşturmak için bin bir yolu deniyor, Clara'yi korkutarak konuşturmak istiyor



"açlık ona, yemek İstemek için ağzını açtırtır mı diye, yemek ver­ emeyi bile denediler, ama bu da para etmedi. Dadı §öyle, korkudan bir güzel ödü patlarsa çocuğun konu­ şabileceğini düşünüyordu. Clara'yı korkutmak için binbir yol düşünerek dokuz yıl geçirdi ve bunun sonucu da kızı korku ve şaşırtmacaya karşı ebediyen şerbetlemek oldu. Clara hiçbir şey­ den korkmuyordu artık. Odasında birden beliriveren kıpkızıl sıska hayaletler, pencere camına vuran ifritlerle vampirler onun kılını bile kıpırdatmıyordu. Dadı bir gece kesik baş bir korsan, bir gece Londra Kalesi celladı, bir kurt adam, bir boynuzlu şey­ tan kılığına giriyordu. Bunlar o dakikada içinden gelenlere ve bu amaçla aldığı korku dergilerinden edindiği fikirlere bağlıydı. Da­ dı, okuması yoksa da bu dergilerin resimlerini kopya ediyordu. Sofalarda sessizce süzülerek karanlık köşelerde çocuğun üstüne atılmak huyunu edinmişti. Kapı aralıklarından hortlak gibi ulu­ yor, yatağına canlı canlı hayvanlar saklıyordu, ama Clara'nın gı­ kını bile çıkartamıyordu. Küçük kızın sabrı taşıyordu arada. Kendini yere atarak debelenip haykırıyor gene de ağzından bili­ nen dillerdeki sözcüklere benzer herhangi bir laf çıkmıyordu. Ya da yanından hiç ayırmadığı küçük kara tahtaya aklına gelen en kötü hakaretleri yazıyor, zavallı Dadı da mutfağa çekilerek hün­ gür hüngür ağlıyordu. Böyle zamanlarda yüzünü mantarla karartmış, kanlı bir çar­ şafa sarınmış olarak, "Senin iyiliğin için, minik meleğim benim!" diye hıçkırdığı duyulurdu. Nfvea onun kızı böyle korkutup durmasını yasakladı. Hava­ daki gerginliğin Clara'nın zihinsel yeteneklerini körüklediğini ve çevresinde dönenen ruhları tedirgin ettiğini anlıyordu. Hem za­ ten o tüyler ürpertici görüntüler Barrabas'ın sinir sistemini de yıpratmaktaydı. Koku alma duyusu hiçbir zaman güçlü olmadı­ ğından köpek bu sayısız görüntülerin altından Dadı'yı tanıya� yordu. Oturduğu yerden çişini yapmaya başlayarak kocaman si­ dik birikintileri oluşturuyor, çok zaman dişleri birbirine çarpı­ yordu. Gene de Dadı hanımının en ufak bir dalgınlığından yarar­ lanıyor ve hıçkırık tutmasını iyilettiği yöntemle çocuğun dilini çözme çabalarını sürdürüyordu. Clara bütün del Valle kızlarının okumuş olduğu manastır okulundan alınarak eve gelen özel bir öğretmene teslim edildi. 82" (Isabel Allende – Ruhlar Evi

Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,

Yorum Gönder

0 Yorumlar