Genelevin en iyi orospusu bu işi ticarete dönmek istiyor



üstlenmedi, bu yüzden ben de kimsenin bakımını üstüme al­ mam. Kendim için çalışırım ben, kazandığımı da canımın istediği gibi harcarım. Savaşım vermek zorunda kaldım, inan bana, kolay oldu sanma, çünkü bu gibi yerlerin mamaları kadınla iş yapmayı sevmezler, erkekle yüz yüze gelmeyi yeğlerler. İnsanın elinden tutmazlar. Hiç düşünmezler seni." "Yalnız, bu evde senin gerçekten değerini biliyor olsalar ge­ rek, Transito. Evin en iyi kızı, dediler senin için." "Öyleyim ya. Ben olmasam burası batardı, çünkü eşekler gi­ bi çalışıyorum. Öbür kızlar bir yığın bulaşık bezi sanki. Şimdi­ lerde gelen müşterilerin hepsi ihtiyar; eski günler gibi değil artık. Bana sorarsan mesleğin temelden çağa ayak uydurmasını sağla­ mamız gerek. Devlet ve hükümet görevlilerini çekebilmeliyiz; öğle üzerleri boş gezer onlar; sonra gençleri, öğrencileri kazan­ malıyız. Daha iyi döşemeliyiz burasını, canlandırmalı ve temizle­ meliyiz. Baştanaşağı temizlemeliyiz hem de! Böylelikle müşteri­ ler daha bir güvenirler bize, hastalık kapmaktan korkuları kal­ maz, yalan mı? Burası ev değil ahır. Hiç temizlik yapmıyorlar. İşte, kaldır yastığı bak, kalıbımı basarım böcek vardır. Madam'a söyledim ama kulak asmıyor ki! Ticaret kafası yok karıda." "Ya sende var mı?" "Elbet var ya patron! Şu Christopher Columbus'u güzelleş­ tirmek için milyon önerim var. Mesleğime coşkuyla yaklaşıyo­ rum ben. Öteki kızlar gibi durmadan sızıldanıp sonra işler ters gittiği zaman da kaderime küsmüyorum. Göremiyor musun ne kadar yol aldığımı? Evin en iyi kızıyım şimdi. Niyet etsem ülke­ nin en iyi evini işletebilirim. İnan olsun." Çok keyiflenmiştim. Onun değerini gerçekten biçebiliyor­ dum. Çünkü sabahları tıraş olurken aynada hırs denen şeyle öyle çok göz göze geliyordum ki bunu başkalarında gördüğüm zaman tanımakta güçlük çekmiyordum. "Transito," dedim. "Parlak bir fikir bu bence. Neden kendi işini açmıyorsun sen?" Sonra tecimsel etkinliklerimi bu alana da yaymak düşüncesine kendimi kaptırarak, "Ben sana ödünç para veririm," dedim. Sahiden sarhoştum galiba! Transito yılanını cilalı tırnağıyla okşayarak, "Yok, sağol, patron," dedi. "Bir kapitalisti atıp yerine bir başka kapitalisti ge­ tirmenin anlamı yok. Yapılacak iş bir kooperatif kurup mamayı" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)

Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,

Yorum Gönder

0 Yorumlar