İki kardeş Ferula ve Esteban, Yemek masasında konuşuyorlar



"barışır gibi oldufar. Ne var ki bu yakınlık uzun sürmedi, Ferula kullanılmış olduğunu çarçabuk anladı. Kardeşinin evden ayrılıp madene gitmesine sevindi. Esteban on beş yaşında işe girdiğinden bu yana eve bakmaktaydı, her zaman bakacağına da söz vermişti ya Ferula için bu yeterli değildi. Onu kahreden şey, kendisi ihti­ yarlık ve ilaç kokan şu dört duvar arasında hapisken, geceleri hasta annesinin iniltileriyle uyanık yatarken, ilaçları zamanında verebilmek için gözü hep saatte, bıkkın, yorgun, mutsuzken er­ kek kardeşinin böyle zorunlukların ne olduğunu bilmemesiydi. Esteban'ın önünde parlak, özgür, umut dolu bir yazgı uzanıyor­ du. Evlenebilir, çocuk yapar, aşkı tadardı. Ferula ona Rosa'nın ölümünü bildiren telgrafı çektiği gün neredeyse sevince benze­ yen bir tuhaf ürperti geçirmi§ti. "Bir i§ tutmak gerek," dedi gene. Esteban, "Ben yaşadıkça hiçbir eksiğiniz olmayacak," dedi. Ferula di§lerinin arasından bir kılçık çekerek, "Söylemesi kolay," dedi. "Sanırım kent dı§ına gideceğim, belki de Tres Marfas'a." "Orası har .. be halinde, Esteban. Oldum olası söyledim sana, en iyisi orasını satmak diye, ama ne yapalım, sende katır inadı var." "Toprak hiçbir zaman satılmamalı. Başka her §ey elden git­ tikten sonra elde kalan tek şey topraktır." "Bence öyle değil. Toprak romantik bir kavramdır. İnsanı zengin eden şey alım satımdan anlamasıdır," diye Ferula direndi. "Ama ·sen oldum olası söylersin, bir gün gidip çiftlikte oturaca­ ğım, diye." "ݧte o gün geldi. İğreniyorum bu kentten." "Neden söylemiyorsun, bu evden iğrendiğim için, diye?" Esteban, "O da var," diye hoyratça kar§ılık verdi. Ferula, kin dolu, "Keşke ben de erkek doğmuş olsaydım da çekip gidebileydim," dedi. Esteban, "Kadın olmayı ben de istemezdim," diye yanıtladı. Yemeklerini sessizlik içinde yiyip bitirdiler. Birbirlerinden uzaklaşmı§lardı, aralarında kalan tek bağ annelerinin varlığıyla çocukken birbirlerine karşı beslemiş oldukları sevgiydi. Yıkık bir yuvada büyümüş, babalarının hem parasal hem ruhsal çökü­ müne, sonra da annelerinin yavaş yavaş ilerleyen hastalığına tanık" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)

Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,

Yorum Gönder

0 Yorumlar