Yine yaz geldi ve yine çiftliğe gitme vakti geldi . Çiftliğe giderler ve Blance çocukluk arkadaşını görmek istiyor karşılaşınca ama çocukluk arkadaşı ondan kaçıyor



"Blanca'nın büyümesi ana kızın ilişkisini büyük çapta etkile­ medi, çünkü bu ilişki karşılıklı hoşgörünün ve birlik olup hemen hemen her şeye gülebilmenin sağlam temeline dayanıyordu. O yıl yaz erken geldi; kenti parlak bir karabasana boğan bo­ ğucu bir sıcak bastırdı. Büyük evdekiler Tres Marfas'a iki hafta erken gitmeye karar verdiler. Blanca her zamanki gibi, Pedro Tercero'yu göreceği dakikayı iple çekti; her zamanki gibi araba­ dan iner inmez ilk işi koşup onu aramak ve bakışlarını onun her zaman beklediği yere çevirmek oldu. Kapı aralığına gizlenen göl­ gesini seçmişti. Arabadan atladı ve onca aylık bekleyişin birikmiş heyecanıyla ona doğru koştu. Gelgelelim çocuk dönüp ondan ka­ çınca Blanca şaşkınlığa düştü. Öğleden sonra saatlerce onun adını çağırarak her zaman bu­ luştukları özel yerleri dolaştı; dedesi Pedro Garcfa'nın evinde bi­ le aradı onu. Sonunda gün batınca yenik düşerek yemek bile ye­ meden gidip yattı. Sarsılmış, gücenmişti. O kocaman pirinç kar­ yolasında yüzünü yastığına gömdü, kesik hıçkırıklarla ağlamaya başladı. Onun üzgünlüğünü hemen anlamış olan Dadı odasına bir bardak ballı süt getirdi. Eğri bir gülüşle, "Zamanıdır!" dedi. "O uyuz oğlanla oynayacak yaşın geçti artık, büyüdün!" Yarım saat sonra iyi geceler dilemeye gelen annesi Blanca'yı melodramlı bir üzgünlüğün hıçkırıkları arasında buldu. Bir an için dalgın bir melek olmaktan çıkarak yaklaştı, on dört yaşında ilk aşkın acısını çeken bu basit ölümlünün başucunda durdu. Derdin nedir, diye sormak İstiyordu, ama Blanca çok gururlu ya da tam anlamıyla kadın olduğu için hiçbir şey söylemedi ona. Clara da orada öylece durdu, kızını okşaya okşaya yatıştırdı. O gece Blanca çok delikli uyudu ve şafakta geniş yatak oda­ sının gölgeleri arasında uyandı. Yattığı yerden tahta panolu tava­ na bakarak ilk horozun ötmesini bekledi. Sonra kalkıp perdeleri açtı, yumuşak sabah ışığıyla dış dünyanın ilk seslerini içine aldı. Elbise dolabının kapısındaki aynanın karşısına geçerek uzun uzun kendine baktı. Geceliğini çıkardı, ömründe ilk olarak vücu­ dunu ayrıntılarıyla inceledi ve işte o zaman algıladı ki arkadaşı bütün bu değişimler yüzünden kaçmıştı. Blanca yepyeni, ince bir gülüşle gülümsedi, bir kadın gülüşü. Bir yaz öncesinden kalma, iyice küçülmüş giysilerini giydi, bir şala sarındı ve ev halkını" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)

Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,


Yorum Gönder

0 Yorumlar