Alba nerede ve nasıl doğdu? Blance doğum yaparken



"karnında tutmayı başardı da horoskopu için en hayırlı olan gün, saat ve yerde, ninesiyle dedesinin evinde dünyaya geldi. Annesi köşedeki büyük eve kimsenin haberi olmaksızın varmıştı. Üstü­ başı perişan, toz içinde, gözleri şişmiş ve gövdesi Alba'yı dışarı doğru İteleyen sancılarla iki büklümdü. Kapıya delicesine vurdu, kapı açıldığı zaman da koşarak dosdoğru dikiş odasına gitti. Bu­ rada Clara doğacak torunu için son diktiği nefis elbiseyi bitir­ mekteydi. Blanca hiçbir şey söylemeden oraya yığıldı kaldı; kar­ nı uzun bir gurultuyla iç geçirmiş, dünyanın olanca suyu bacak­ larının arasından boşalmıştı sanki. Clara'nın çığlıklarını duyan hizmetçiler koşup geldiler, o sıralar Amanda'ya göz kulak olmak için hep evde kalan Jaime de geldi. Blanca'yı Clara'nın odasına taşıdılar. Daha onlar Blanca'yı yatağa yatırıp soymaya çalışırken Alba'nın minik vücudu dışarı çıkmaya başladı. Klinikte birçok doğumlarda asistanlık yapmış olan dayısı Jaime onun dünyaya gelmesinde yardımcı oldu. Sağ eliyle bebeyi sımsıkı kıçından kavrarken sol eliyle karanlıkta aranarak çocuğun boğazını sık­ makta olan göbek bağını buldu. Bu arada gürültüye koşup gelen Amanda olanca ağırlığıyla Blanca'nın karnına bastırdı. Clara da eğilmiş, eterli bezle kaplı bir çay süzgecini kızının burnuna tut­ maktaydı. Alba çabucak doğdu. Jaime göbek bağını boynundan çekip alarak onu başaşağı sallandırdı ve iyice şaklayan iki şaplak­ la yaşamın acılarına ve soluk alıp vermenin mekanizmasına tanış­ tırmış oldu. Ne var ki Afrika kabilelerinin geleneklerini okumuş olduğundan "doğaya dönüşü" savunan Amanda yeni doğan bebe­ yi Jaime'nin elinden aldı, usulca annenin sıcacık koynuna bıraktı da bebecik dünyaya gelmiş olmanın hüznünü böylece biraz avu­ tabildi. Ana kız çıplak ve koyun koyuna dinlenedursun öbürleri her şeyi temizlediler ve içeriye yeni çarşaflarla bebek bezlerini ta­ şıdılar. O ilk dakikaların heyecanı arasında elbise dolabının ara­ lık duran kapısı kimsenin dikkatine çarpmadı. Buradan küçük Miguel, korkudan yarı donmuş durumda her şeyi seyretmişti. En tepesindeki göbek çukuruyla taçlanmış o kocaman damarlı balon ve buradan iğrenç mavi bir zara sarılmış olarak çıkan o ezik bü­ zük yaratık zihnine bir daha hiç silinmemecesine kazıldı. Alba'nın adı nüfus kütüğüyle kilise kayıtlarına babasının Fransız soyadıyla geçirildiyse de o bunu hiç kullanmadı, çünkü annesının adını yazıp okumak daha kolaydı. Dedesi Esteban" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)

Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,


Yorum Gönder

0 Yorumlar