Amanda Jaime'ye sevdiğini söyler Jaime ise kadın kırılmasın üzülmesin diye onu kucaklıyor ve Sex yapıyor



nuna dolayıp da, "Seni seviyorum," dediği gün Jaime kadını bir makine gibi kucaklamış ve arzu duymadığını anlamasın diye yap­ macık bir ateşle öpmüştü. İşte şimdi de, kendini fırtınalı aşklara yetkin görmediği bir yaşta, ondan pek çok şey isteyen bir ilişki­ nin içine kısılıp kaldığını görüyordu. Amanda'yla geçirdiği o yo­ rucu sevişmelerden sonra, "Bu işler benden geçmiş artık," diye düşünürdü içinden. Çünkü Amanda onu büyülemek için sevgisi­ ni en aşırı yollardan dışa vurarak ikisini de bitkin düşürüyordu. Amanda'yla olan ilişkisi ve Alba'nın diretmesi yüzünden sık sık Miguel'le görüşüyordu. Kimi durumlarda ondan kaçınmanın yolu yoktu. Jaime kayıtsız durmak için elinden geleni yapıyor­ duysa da Miguel onun gönlünü kazanmıştı. Heyecan dolu bir de­ likanlı değildi artık, olgunlaşmıştı ama politik seçimi zerrece de­ ğişmemişti. Şiddetli bir ayaklanma olmadan Sağ'ın yenilebileceği­ ne hala inanmıyordu. Jaime bu görüşe katılmamakla birlikte Mi­ guel'i seviyor, onun cesaretini beğeniyordu. Gene de onu, her dokundukları şeyi, hele onları sevmek bahtsızlığına uğrayan ka­ dınları felakete sürükleyen, tekinsiz bir idealizmle ve uzlaşmaz, ödünsüz bir tertemizlikle dopdolu olan, ölüme yazgılı insanlar­ dan biri olarak görüyordu. Sonra onun ideolojik tutumunda da nefret ediyordu. Miguel gibi aşırı solcuların Başkana sağcılardan daha çok zarar verdikleri kanısındaydı. Ne var ki bunların hiçbi­ ri Jaime'nin genç adama yakınlık duymasını engellemiyordu. Ja­ ime onun inanç gücünün, doğal neşesinin, sevecenliğinin ve ilke­ leri uğruna canını vermeye razı oluşundaki büyük gönüllülüğün ayırdındaydı. Kendisi bu ilkeleri paylaşmasına karşın en son aşa­ maya götürecek yiğitlikten yoksundu. O gece Jaime bölük pörçük, rahatsız uyudu. Uyku tulu­ munda rahat edemeyerek yattığı yerden, yanıbaşında uyuyan ye­ ğeninin soluk seslerini dinledi durdu. Uyandığında Alba kalk­ mış, kahvaltı için kahve ısıtmaktaydı. Keskin, ürpertici bir rüz­ gar esiyordu, güneş dağ doruklarını altın yansımalarla aydınlat­ mıştı. Alba dayısını kucaklayıp öptü, ama J aime ellerini cebin­ den çıkarmadı, selamı karşılıksız bıraktı. Tedirgindi. *" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)

Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,

Yorum Gönder

0 Yorumlar