madığına inanıyordu. En ufacık bir sevgi ya da minnet gösterisi onu utançtan yerin dibine sokardı. Amanda onun gözünde ka dınlık denen şeyin özünü ve Nicolas'ın sevgilisi olduğu için de tüm yasakların toplamını simgeliyordu. Genç kadının serbest, sı cak, serüvenci kişiliği büyülüyordu onu; kılık değiştirmiş fare görünümü de içinde ona kol kanat germek için sancılı bir heves uyandırıyordu. Jaime Amanda'yı bütün kalbiyle arzu etmesine karşın bunu açığa vuracak kadar ileri gidemiyordu, en gizli dü şüncelerinde bile. O sıralarda Amanda Trueba'lara sık sık gelir olmuştu. Gaze tedeki saatleri esnek olduğundan her fırsatta erkek kardeşi Migu el 'i alarak köşedeki büyük eve uğrardı. Her an insan ve dağda ğayla kaynaşan o muazzam malikanede onların varlığı çok za man ayrımlanmazdı bile. Miguel beş yaşlarında olsa gerekti o za manlar. Uslu, temiz bir çocuktu, olay çıkartmaz, duvar kağıdın daki örneklerin ve eşyaların arasına karışıp silinirdi. Bahçede tek başına oynar, Clara'yı evin bir ucundan öbürüne izleyerek hep, "Anne," diye çağırırdı. Bu nedenle, bir de Jaime'ye, "Baba," dedi ği için, herkes Amanda'yla Miguel'in öksüz ve yetim olduklarını varsayardı. Amanda kardeşini her yere yanında taşıyordu, İşe bi le. Çocuk günün her saatinde, ne bulursa yemesini ve en rahatsız yerlerde uyumasını öğrenmişti. Amanda onu o ateş, şiddet dolu sevgisiyle sarıp sarmalar, sırasında köpek yavrusuymuş gibi sırtı nı kaşır, kızınca bağırıp çağırır, pişman olduğu zaman da koşup bağrına basardı. Kimsenin onu azarlamasına, ona akıl öğretmesi ne izin vermezdi. Ona garip bir yaşam sürdürdüğünü söyleyenle re kulak tıkar ve onu, saldıran olmasa da dişi aslanlar gibi savu nurdu. Miguel'in öğrenimine ilişkin fikir yürütmeye izni olan tek kişi Clara'ydı. Clara, kör cahil bir keşiş olarak yetişmesini is temiyorsa kardeşini okula yollamak zorunda olduğuna Aman da'nın aklını yatırdı. Clara geleneksel öğrenime karşı özel bir hayranlık duyuyor değildi, gelgelelim Miguel'in her gün birkaç saatlik disiplin görmesinin ve yaşıtı çocuklarla bir arada olmak fırsatı bulmasının şart olduğunu düşünüyordu. Onu okula kendi si yazdırmaya, okul gereçleriyle üniformasını almaya gönüllü çıktı ve derslerin başladığı gün o da Amanda'yla birlikte okula gitti. Okulun kapısında Amanda'yla Miguel gözyaşları arasında kucaklaştılar; öğretmen çocuğu ablasının eteğinden koparamadı." (Isabel Allende – Ruhlar Evi)
Amanda ve kardeşi Miguel arasında müthiş sevgi seli
Rohat Fatih
01:12
madığına inanıyordu. En ufacık bir sevgi ya da minnet gösterisi onu utançtan yerin dibine sokardı. Amanda onun gözünde ka dınlık denen şeyin özünü ve Nicolas'ın sevgilisi olduğu için de tüm yasakların toplamını simgeliyordu. Genç kadının serbest, sı cak, serüvenci kişiliği büyülüyordu onu; kılık değiştirmiş fare görünümü de içinde ona kol kanat germek için sancılı bir heves uyandırıyordu. Jaime Amanda'yı bütün kalbiyle arzu etmesine karşın bunu açığa vuracak kadar ileri gidemiyordu, en gizli dü şüncelerinde bile. O sıralarda Amanda Trueba'lara sık sık gelir olmuştu. Gaze tedeki saatleri esnek olduğundan her fırsatta erkek kardeşi Migu el 'i alarak köşedeki büyük eve uğrardı. Her an insan ve dağda ğayla kaynaşan o muazzam malikanede onların varlığı çok za man ayrımlanmazdı bile. Miguel beş yaşlarında olsa gerekti o za manlar. Uslu, temiz bir çocuktu, olay çıkartmaz, duvar kağıdın daki örneklerin ve eşyaların arasına karışıp silinirdi. Bahçede tek başına oynar, Clara'yı evin bir ucundan öbürüne izleyerek hep, "Anne," diye çağırırdı. Bu nedenle, bir de Jaime'ye, "Baba," dedi ği için, herkes Amanda'yla Miguel'in öksüz ve yetim olduklarını varsayardı. Amanda kardeşini her yere yanında taşıyordu, İşe bi le. Çocuk günün her saatinde, ne bulursa yemesini ve en rahatsız yerlerde uyumasını öğrenmişti. Amanda onu o ateş, şiddet dolu sevgisiyle sarıp sarmalar, sırasında köpek yavrusuymuş gibi sırtı nı kaşır, kızınca bağırıp çağırır, pişman olduğu zaman da koşup bağrına basardı. Kimsenin onu azarlamasına, ona akıl öğretmesi ne izin vermezdi. Ona garip bir yaşam sürdürdüğünü söyleyenle re kulak tıkar ve onu, saldıran olmasa da dişi aslanlar gibi savu nurdu. Miguel'in öğrenimine ilişkin fikir yürütmeye izni olan tek kişi Clara'ydı. Clara, kör cahil bir keşiş olarak yetişmesini is temiyorsa kardeşini okula yollamak zorunda olduğuna Aman da'nın aklını yatırdı. Clara geleneksel öğrenime karşı özel bir hayranlık duyuyor değildi, gelgelelim Miguel'in her gün birkaç saatlik disiplin görmesinin ve yaşıtı çocuklarla bir arada olmak fırsatı bulmasının şart olduğunu düşünüyordu. Onu okula kendi si yazdırmaya, okul gereçleriyle üniformasını almaya gönüllü çıktı ve derslerin başladığı gün o da Amanda'yla birlikte okula gitti. Okulun kapısında Amanda'yla Miguel gözyaşları arasında kucaklaştılar; öğretmen çocuğu ablasının eteğinden koparamadı." (Isabel Allende – Ruhlar Evi)
0 Yorumlar