çocuklar annelerini babalarından çok severek büyürler. On beş ya şına kadar yabancı gibi görürler babalarını. On beşinden sonra an larlar, aralanndaki yabancılık kalkar. Ben de senin yaşında annemi babamdan çok severdim. Bilirsin hala... Babası "Hala severim" diyecekti. Zülfikar düşünmeden: - Bilirim, diye kesti sözünü. Bu söz yıktı aralanndaki duvarı. Rıza Bey'in bakışları Zülfi kar'ın dudaklanna kondu kaldı. Gerisini, başka bildiklerini de söy le dereesine bekledi. Zülfikar susuyordu. - Bilmediklerin de vardır ... Babasının ses tonundan, yüz çizgilerinden anladı ki o gün kır evinden çıkarken kendisini gördüğünün ayrımındaydı. - Otuz beş yıldır eviiyiz annenle. Tek acı sözümü duymamış tır bu otuz beş yılda ağzımdan. Bazı kusurlarım olmuştur belki, ama insanın, erkeklerin kaçmamayacağı bazı kusurları vardır ... Bilmiyorum aklından ne geçiyor, ama anneni kırdığım gibi bazı düşüncelerin varsa, hiç değilse yirmi yaşına kadar bekle! Kendini biraz daha iyi tanı, ona göre karara bağla o düşüncelerini ... Rıza Bey değiştirmek ge[eğini duydu konuyu: - Selanik'i sevdin mi? - - Evet. - Arkadaşlar edindikçe, tanıdıkça daha da çok seveceksin ... Kadehini yudumladı. - Okurnam benden çok annen istedi. Okuman için senden ay rılmaya razi oldu. Mektupsuz, habersiz bırakma anneni. Her hafta mektup yaz. Her hafta gününü şaşırmadan. Beklediği gün mektu bunu alırsa annen hasretine seve seve katlanır ... 5 Zülfikar, Selanik Rüştiyesi'nde üç yıl yatılı okudu. 1 904 yılı \tlayısı sonunda okulu bitirdi. Üç yıla yaklaşan bu süre içinde okulda öğrendiklerini Osmanlı Devleti'nin başka bir rüştiyesinde" (Necati Cumalı Viran Dağlar Makedonya)
Türkçe,Necati Cumalı, Viran Dağlar, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli, Makedonya,
0 Yorumlar