filme almak için bir televizyon arabası geldi. Hiç böy le bir şey görmemiş olan köylüler kamyoneti bahçe kapısından içeri aldılar ve tutsaklarının çevresini sarıp ağızları kulaklarına vararak poz verdiler. O gece ülkenin her köşesinde vatandaşlar televizyon ekranlarında muhalefet liderini bir masaya bağlanmış, köpürüp ateş püskürür durumda gördüler. Böğürür gibi bir sesle öyle yakası açılmadık sövgüler savuruyordu ki teybin yer yer sansür edilmesi gerekti. Programı Başkan da gördü ve hiç eğlen celi bulmadı. Bunun, hükümetin kıl payı bir dengeyle üstünde durduğu barut fıçısını havaya uçuracak fitil olabileceğini biliyor du çünkü. Senatörü kurtarmak için ulusal muhafızları çağırdı. Muhafızlar çiftliğe varınca, basından buldukları destekle yürek bulmuş olan köylüler onları içeri almayarak mahkeme kararı görmekte direndiler. Köşeye kısılacağını ve sonunda solcu basın ca kınanıp haşlanarak kendini televizyon ekranlarında bulabile ceğini gören kasaba yargıcı o saat balık tutmak için ufak bir gezi ye çıktı. Muhafızlar başkentten komut gelinceye kadar Tres Ma rfas'ın giriş kapısının dışında beklemek zorunda kaldılar. Blanca'yla Alba da durumu, herkesle birlikte, haber bülte ninde gördükleri zaman öğrendiler. Blanca hiçbir şey söyleme den ertesi sabaha kadar bekledi. Ama muhafızların babasını kur tarmayı beceremediklerini öğrenince Pedro Tercero Garda'yla yeniden görüşmesinin zamanı geldiğine karar verdi. Alba'ya, "Şu kokuşmuş pantolonu üstünden çıkar da adam gibi birşeyler giy," diye buyruk verdi. Bakanlıkta randevusuz boy gösterdiler. Bir erkek sekreter onları bekleme odasında alıkoymaya çalıştıysa da Blanca onu itip kızını peşinden sürükleyerek kesin adımlarla ilerledi. Kapıyı çal madan açarak Pedro Tercero'nun odasına daldı. İki yıldır görme mişti onu. Yanlış odaya girdiğini sanarak neredeyse dönüp gidi yordu, çünkü hayatının erkeği olan bu adam bu kısacık süre için de zayıflamış, çökmüştü. Son derece yorgun ve hüzünlü duru yordu. Saçları hala siyah, parlak olmasına karşın seyrelmiş ve kı sa kesilmişti. Pedro o güzelim sakalını düzeltmişti ve sırtında bü rokratların üniforması olan gri kostümle soluk gri bir kravat var dı. Blanca onu ancak o görmüş geçirmiş kara gözlerindeki bakış tan tanıdı. "Tanrım! Nasıl da değişmişsin!" dedi. 363" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)
Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,
0 Yorumlar