eden o suskun uşağı gördü, anadan doğma çıplak, bacakları kısa cık, o ifadesiz, yontu yüzü ve orantısız büyüklükteki kalkık pe nisiyle. Uzayıp giden bir an boyunca Blanca kendi kararsızlığı için de sallantıda kaldı sonra içini dehşet bürüdü. O zaman doğru dü rüst düşünmeyi başardı. Jean de Satigny'nin düğün gecesinde, ev lilik yaşantısına karşı eğilim duymadığını söylediği zaman ne de mek İstediğini şimdi anlıyordu. Kızılderililerin elindeki sinsi erki ve öbür hizmetçilerin gizli alaylarını da anlayabiliyordu artık; ce hennemin bekleme odasındaki bir mahpus olduğunu hissediyor du. Tam o sırada içindeki çocuk kıpırdandı ve Blanca bir alarm çanı duymuş gibi silkindi. "Kızım! Buradan kurtulmalıyım," diye bağırdı karnını bastı rarak. Karanlık odadan dışarı koştu, bütün evi bir solukta geçti ve sokağa çıktı. Burada havanın kurşun ağırlığındaki sıcağı ve aman sız öğle güneşi onu gerçeklere döndürdü. Blanca şu dokuz aylık karnıyla yaya olarak pek uzağa gidemeyeceğini algıladı. Odasına döndü, bulabildiği bütün parayı aldı, örmüş olduğu şahane bebek takımlarının birazını bohçaladı ve evden ayrılarak İstasyona yol landı. Rayların önündeki sert tahta sıraya oturan Blanca bohçası kucağında, gözleri korku dolu, saatlerce bekledi. Kocası eve dö nüp de stüdyo kapısının kırıldığını görünce onu aramaya çıkma sın, o günah dolu İnka sarayına dönmeye zorlamasın diye dua ediyordu. Tren hiç değilse bu seferlik saatinde gelsin de içinde te pinen, kaburgalarını tekmeleyen yaratık dünyaya gelmezden ön ce kendisi ana babasının evine varabilsin ve bu iki günlük yolcu luğa dayanacak gücü bulabilsin diye dua ediyordu. Ve yaşamak için duyduğu isteğin, elini ayağını uyuşturmaya başlamış olan şu korkunç ıssızlık, şu kimsesizlik duyusundan baskın çıkmasına dua ediyordu. Dişlerini sıktı ve bekledi." (Isabel Allende – Ruhlar Evi)
Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,
0 Yorumlar