"şeyler konuşmaya geldiğini söylerdi. Onun başkalarının dertleri ve onulmaz felaketleri için bir mıknatıs yarattığını ileri sürüyor, "Birileri sana ilkbahardan ve aşktan haberler vermeli," diyordu. Neylesin ki bu iyi niyeti, dayısıyla kendi kafasına takılan şeyleri konuşmak İsteğiyle çatışıyordu. Dayı kız hiçbir zaman fikir birli ğine varamazlardı. Aynı kitapları paylaşıyorlardı ama iş okuduk larını irdelemeye gelince görüşleri ayrılıyordu. Jaime genç kızın politik görüşlerini _ve sakallı arkadaşlarını alaya alır, bir 'kahve hane teröristi'ne vurgun olduğu için onu kınardı. Ailede Migu el'in durumunu tek o biliyordu. "O şımarık piçe söyle de gelsin hastanede benimle bir gün geçirsin. Bakalım bildirilerle, demeçlerle zaman öldürmeyi hala İsteyecek mi?" Alba, "Dayıcığım, avukat o, doktor değil," diyordu. "Vızgelir, ne bulursak, hepsine ihtiyacımız var. Musluk ta mircisi bile olsa işimize yarar." Jaime, bunca yıldır verdikleri savaşımdan sonra Sosyalistle rin en sonunda kazanacaklarına inanmıştı. Bunu, insanların ken di ihtiyaçlarıyla kendi güçlerinin farkına varmış olmalarına bağlı yordu. Alba ona Miguel'in sözlerini yinelerdi: yani burjuva dü zeninin ancak silahlı mücadeleyle devrilebileceğini. Her türlü aşı rılık karşısında dehşete düşen Jaime gerilla savaşımını haklı gös terebilecek olan tek şeyin, silah çekmek dışında çıkar yol bırak mayan bir baskı rejimi olduğunu ileri sürerdi. "Bu kadar saf olmasana, Dayı!" derdi Alba. "Bu olmuş. şey değil, biliyorsun. Senin Sosyalistlerinin kazanmasına dünyada izin vermezler ki!" Miguel'in görüşünü anlatmaya çalışırdı; tarihin ağır akışını, İnsanların eğitilip örgütlenmesi için gereken eziyetli süreci otu rup beklemenin olanağı yoktu, çünkü dünya dev adımlarla, atla yıp sıçramalarla ilerliyordu ve kendileri geride kalmaktaydılar; radikal değişimler hiçbir zaman gönül rızasıyla, hem de şiddetsiz gerçekleşemezdi. Tarih bunu doğruluyordu. Aralarındaki tartış ma uzadıkça uzar, dayı kız bu tartışmanın dolaşık retoriğine sap lanıp kalmaktan yorgun düşer, birbirlerini katır gibi İnatçı ol makla suçlarlardı. Gene de sonunda iyi geceler dilerlerken birbir lerini öperlerdi ve ikisi de öbürünün olağanüstü bir İnsan oldu ğunu düşünürdü. Ruhlar Evi 337/22" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)
Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,
0 Yorumlar