"kıştığını da duymayayım ha! Yanında getirdiğin cadıya da söyle, göğsünün düğmelerini kapasın!" diye oğluna haykırdı. Nicolas ona boyun eğdi, ama bundan daha isteksiz olamaz dı! İlke olarak içkiye el sürmezlerdi, gelgelelim öyle tepesi atmış tı ki birkaç kadeh içki aldı, sarhoş olup sırrıyla başıyla bahçedeki havuza atladı ve sırılsıklam, maddi manevi rezil durumda çıkar tılmak durumunda kaldı. Blanca bütün akşamı bir sandalyede oturmuş sersem sersem pastaya bakarak ve gözyaşları yanaklarından aşağı süzülerek geçir di. Bu arada kocası konukların arasında dolaşarak kayınvaldesinin yokluğunu bir astım nöbetine, yeni gelinin gözyaşlarını da günün heyecanına yorup duruyordu. Ona inanan yoktu. Jean de Satigny durup durup Blanca'nın boynuna öpücükler konduruyor, ellerini kendi avuçlarının içine alıyor, onu dudaklarına verdiği istakoz lok malarıyla, şarap yudumlarıyla avutmaya yelteniyordu ama boşuna: Blanca'nın gözyaşları dinmiyordu. Her şeye karşın düğün çok eğlenceli geçti, tam Esteban Tru eba'nın umduğu gibi. Çağrılılar bol bol yiyip içtiler ve orkestranın çaldığı havalarda dans ederken güneşin doğuşunu seyrettiler. Bu sı rada kentin orta yerinde öbek öbek işsizler yaktıkları küçük ateşle re sokulmuş duruyorlar, koyu renk giyinmiş gençler Alman filmle rinden öğrendikleri gibi kollarını dimdik kaldırıp selamlaşarak do laşıyorlardı ve çeşitli siyasal partilerin merkezlerinde, yaklaşan se çimler için hazırlanan kampanya stratejileri en son biçimlerini alı yorlardı. J aime, "Sosyalistler kazanacak," demişti. Çalıştığı hastanede bunca zamandır proletaryayla birlikte yaşaya yaşaya aklını şaşır mış olsa gerekti. Clara da, "Yok, Jaime, her zaman kazananlar kazanacak ge ne," demişti, çünkü bunu iskambil kağıtları ona göstermiş, kendi sağduyusu da doğrulamıştı. Eğlenti dağıldıktan sonra Esteban Trueba damadını kütüpha neye çekerek eline bir çek tutuşturdu. Bu onun düğün armağanıy dı. Yeni evlilerin Kuzeye yapacakları yolculuk için bütün hazırlık ları tamamlanmıştı. Jean de Satigny burada yerleşip karısının kar nını görmekte kusur etmeyen keskin bakışlardan uzakta, karısının parasıyla rahat bir yaşam sürmek umudundaydı. İnka çömlek ve mumyaları üzerine ufak bir iş de kurmak istiyordu." (Isabel Allende – Ruhlar Evi)
Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,
0 Yorumlar