Esteban darbeden sonra hükümet ve iktidar yapılanması için kendisinin cagrilacagini umar ancak kimse gelmez daha sonra kendisi bağlantı kurmaya başlar



daha büyüktü. Şu yaşımda politik erkte gözüm yoktu benim. Ne var ki ortalıkta onlara akıl öğretebilecek birkaç kişiden biriydim, çünkü yıllardır birçok önemli görevlerde bulunmuştum ve bu ül­ kenin neye ihtiyacı olduğunu herkesten iyi biliyordum. Bir avuç gelgeç albay ne yapabilirdi, sadık, dürüst, deneyimli danışmanları olmadan? Herşeyi ellerine, yüzlerine bula§tırırlardı. Ya da bu gi­ bi durumları kendi kişisel karlarına yontmayı pek iyi bilen uya­ nık kişilere aldanırlardı. Nitekim daha şimdiden olmaya başladı bu. O sırada işlerin bu yola döküleceğini hiç kimse bilmiyordu. Askeri müdahalenin sağlıklı bir demokrasiye dönmek için gerek­ li bir adım olduğunu sanıyorduk. İşte ben de yetkililerle işbirliği yapmayı bu yüzden öylesine önemli görüyordum ya. Savunma Bakanlığına vardığımda binanın ahıra benzeyip çıkmış olduğunu görünce şaşırdım. Odacılar yerleri bezlerle sil­ mekteydiler; duvarlardan kimileri kurşun izleriyle delik deşikti ve birtakım askerler çömelmiş durumda koşuşup duruyorlardı; savaş alanında olduklarını ya da düşmanın tavandan düşmesini beklediklerini sanırdınız. Bir subayla görüşebilmek için neredey­ se üç saat beklemek zorunda kaldım. İlkin bütün bu karmaşa ara­ sında beni tanıyamadıklarını, bu nedenle pek saygı göstermedik­ lerini sandımsa da bir süre sonra olup biteni kavradım. Subay be­ ni, çizmeli bacaklarını masaya dayamış, ceketi düğmelenmemiş olarak kabul etti; tıraşı uzamıştı ve vıcık vıcık bir sandviç ye­ mekteydi. Ne oğlum Jaime'den bir haber sormama ne de ulusu kurtarmış olan askerlerimizin yiğitliklerinden ötürü onu kutla­ mama fırsat verdi. Hemen otomobilimin anahtarlarını istedi; çünkü Kongre kapatılmış ve Kongreyle ilgili tüm ayrıcalıklar da askıya alınmış. Ağzım bir karış açık kalmıştı. Kongrenin kapıla­ rını bir daha açmamaya kesin kararlı olduklarını o zaman açıkça anladım. Subay benden ... hayır bana, ertesi sabah on birde Ka­ tedralde hazır bulunmamı buyurdu. Ulusun, Komünizme karşı kazanılan zaferden ötürü Tanrıya minnetini belirteceği T e Deum duasına katılmalıymışım. "Başkanın kendi canına kıydığı doğru mu?" diye sordum. Subay, "Gitti gider," diye yanıtladı beni. "Gitti mi? Nereye gitti?" Adam, "Cehenneme!" dedi gülerek." (Isabel Allende – Ruhlar Evi)


Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,

Yorum Gönder

0 Yorumlar