Esteban kızı Blance'nin hamile olduğunu öğreniyor sinir küpüne dönüyor. Konutun yanina gidiyor ve onu Tehtit ederek kızımla evleneceksin diyor



"Nicolas, Amanda'ya şiir yazarken kullandığı dolambaçlı, an­ laşılmaz biçemle yazdı telgrafı, postanedeki telgraf memuru işi anlayıp da dedikodu çıkarmasın diye: "Blanca beklentide, tali­ matlarınızı yollayın. Nokta." Mesajı sökmekte telgraf memuru kadar Esteban Trueba da başarısız kaldı ve ne demek istediklerini anlamak için kente tele­ fon etmek zorunda kaldı. Durumu anlatmak Jaime'ye düştü ve genç adam, gebeliğin çok ilerlemiş olduğundan elden hiçbir şey gelmediğini de sözlerine ekledi. Telin öbür ucunda uzun, ürkünç bir sessizlik oldu, sonra babası kulaklığı yerine astı. Şaşkınlık ve öfkeden deliye dönen Esteban Trueba bastonunu eline aldı ve te­ lefonunu ikinci kez kırıp geçirdi. Kızının böyle feci bir aptallık yapabileceği aklının ucundan bile geçmemişti. Bebeğin babasının kim olduğunu bildiği için Esteban Trueba eline fırsat geçtiği za­ man onun beynine kurşun sıkmadığına şimdi pişmandı. Kızı piç de doğursa, bir köylü çocuğuyla da evlense çıkan rezaletin değiş­ meyeceğini biliyordu: toplum iki durumda da kızına hüküm giy­ direcekti. Esteban Trueba evin içinde saatlerce volta attı. Bastonuyla eşyalara, duvarlara çarpıyor, dişlerinin arasında sövgüler savur,;­ yor, Blanca'yı Extremadura'daki bir manastıra kapatmaktan dö­ ve döve öldürmeye kadar uzanan gülünç tasarımlar kuruyordu. En sonunda, az buçuk yatıştıktan sonra aklına tansığımsı bir fi­ kir geldi. Atını eyerletti ve dörtnala kasabaya sürdü. Jean de Satigny'yi, Kontun kendini uyandırıp da Blanca'nın aşk kaçamağını haber verdiği o felaket gecesinden bu yana hiç görmemişti. Şimdi onu kasabanın tek pastacısında şekersiz kavun suyu içer buldu. Yanında Indalecio Aguirrazabal'ın oğlu vardı. Zibidi züppenin biri olan genç tiz sesle Ruhen Dario'nun şiirleri­ ni okumaktaydı. Esteban en ufak bir saygı göstermeden Fransız kontunu o mum gibi İskoç ceketinin iki yakasından kavradı ve neredeyse havaya kaldırarak, öbür müşterilerin şaşkın bakışları karşısında dosdoğru pastaneden dışarı çıkardı. Kaldırımın orta yerine bıraktı. "Başıma iş açtığın yetti artık," dedi. "İlkin o yere batası şinşi­ laların şimdi de kızım. Şurama geldi be! Git, pılını pırtını topla, çünkü birlikte kente gidiyoruz. Blanca'yla evleneceksin."" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)

Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,

Yorum Gönder

0 Yorumlar