"umudu bin parça olmuştu. Gerçekten de Trueba bu can te lefini görünce kürk ticaretine duyduğu tüm ilgiyi yitirdi. "Bu durum büyük bir fabrikanın başına geleydi hepten bat mıştım," diyordu. Bir yandan şinşila kıranı bir yandan Blanca'nın kaçamakları derken Kontun kaç ayı boşa geçmişti. Görüşmelerin uzayıp git mesinden usanç getirmeye başlamıştı, Blanca'nın onun çekiciliği ni hiçbir zaman ayrımlamayacağını da görebiliyordu. Şinşila çift liğinin hiçbir zaman gerçekleşmeyeceği de ortadaydı. Bu yüzden Kont, akıllının biri çıkıp da bu zengin kızını kapsın diye bekle meden olayları kendisi geliştirmeye karar verdi. Hem zaten Blan ca' dan hoşlanmaya başlamıştı, çünkü kız şimdi daha gürbüzleş miş ve üzerine, o katı köylümsü sivriliklerini yumuşatan bir ha lavet gelmişti. Kont de Satigny etine dolgunca, dingin kadınları severdi. Blanca'nın siesta saatinde yastıklara yaslanıp öylece gök yüzünü seyredişini gördükçe aklına kendi annesi geliyordu. Kı zın karşısında duygulandığı bile oluyordu zaman zaman. Başka larının gözünden kaçan bir sürü ufak ayrıntı yoluyla kızın o gece gene ırmak boyuna gideceğini kestirmeyi öğrenmişti. Blanca böyle zamanlarda akşam sofrasında başının ağrıdığını bahane ederek hiçbir şey yemez, erken kalkmak için izin isterdi. Gözle rinde bir tuhaf parıltı, devinimlerinde bir heves ve sabırsızlık olurdu ki Jean bunları seçmesini öğrenmişti. Bir gece onu sonuna dek izlemeye ve sonsuza dek sürecekmişe benzeyen şu durumu kestirip atmaya karar verdi. Blanca'nın bir aşığı olduğundan emindi, gene de bunun ciddi bir şey olduğunu sanmıyordu. Baki relik diye bir saplantısı olmadığı için onu babasından istediği za man böyle bir konuya dokunmamıştı. Onun Blanca' da ilgilendi ği şeyler bambaşkaydı ve ırmak kıyısındaki bir zevk anında yitip gitmezdi. Blanca odasına çıktıktan, ötekiler de çekildikten sonra J ean de Satigny karanlık konuk odasında yalnız kaldı. Evdeki sesleri duyabilmek için kulağını dört açmıştı. Sonunda kızın pencere den atlama saatinin geldiğine karar verdi. Avluya çıktı, ağaçların altında durup bekledi. Gölgede çömelerek yarım saat bekledi, ama gecenin dinginliğini bozacak hiçbir şey olmadı. Jean bekle mekten sıkılarak tam kalkıp gitmek üzereydi ki Blanca'nın penceresinin" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)
Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,
0 Yorumlar