Garicia'nin dersi Miguelin yerini ogreek değil yıllardır maruz kaldığı ve Estebandan gördüğü haksızlık idi bunun acısını Albadan çıkartıyordu bir nevi kendi intikamını alıyordu



ğilse ölmek üzere olduğuna inanmıştı. Adım seslerinin yankılan­ dığı bir koridordan geçmekte olduklarını ayrımlayabiliyordu. Bir elin yüzünü tutup başını kaldırdığını hissetti. Garda, "Su verebilirsiniz," dedi, "Yıkayın, bir iğne daha ya­ pın. Bakın bakalım biraz kahve içirebilir misiniz, sonra gene ba­ na getirin." "Giydirelim mi?" "Hayır." * * * Alba uzun zaman Garcia'nın elinde kaldı. İlk birkaç günden sonra Garda onun kendini tanıdığını anladıysa da yalnız olduk­ ları zaman bile gözlerini bağlatmak önleminden vazgeçmedi. Her gün yeni tutuklular geliyor, kimileri de gidiyordu. Alba taşıtları, bağırışları, bahçe kapılarının açılıp kapanışını duyuyordu. Tu­ tukluları saymaya çalışıyorsa da bu olacak şey değildi. Ana Diaz bu sayının iki yüze yakın olduğunu sanıyordu. Garda çok meş­ guldü gene de Alba'yı görmeden bir tek gün geçirmiyor, dizgin­ siz yırtıcılığıyla iyi dost görüntüsünü dönüşümlü olarak sergili­ yordu. Kimi zaman gerçekten duygulandığını sanırdınız, kendi eliyle ona çorba içirttiği oluyordu. Ne var ki kafasını pislik dolu bir kovaya sokup da bayıltıncaya kadar orada tuttuğu gün Alba anladı ki Esteban Garcia'nın İstediği Miguel'in yerini öğrenmek değil doğumundan bu yana katlanmak zorunda kaldığı haksızlık­ ların öcünü almaktır ve kendisi Albay Garcia'nın özel tutsağı ol­ duğu sürece itiraf edeceği hiçbir şey yazgısını etkileyemeyecektir. Bunun üzerine Alba benliğini saran korku halkasının dışına adı­ mını atacak cesaret buldu. Korkusu hafiflemeye yüz tuttu ve Al­ ba çevresindekiler için acıma duymaya başladı, kollarından ası­ lanlar için, yeni gelenler için, zincirlenmiş bacakları kamyona çiğnettirilen adam için. Bütün tutukluları şafakta avluya getir­ mişler ve bunu seyretmeye zorlamışlardı, çünkü bu da Garcia'yla tutsağı arasında özel bir sorundu. Alba o sabah ilk olarak gözünü hücresinin karanlığının dışında bir yerde açtı. Sabah saatinin yu­ muşak görkemi ve aralarında geceleyin yağmur suyu birikmi� olan parke taşlarının üstünde ışıldayan kırağı gözlerine dayanıl - maz" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)

Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,

Yorum Gönder

0 Yorumlar