Jaime , Albaya karşı özel duygular besler ama kendini kontrol eder o senin yeğenin Jaime,Amandaya karşı ise eskisi olduğu gibi sevmiyor



Jaime bunu hiç komik bulmamıştı, gezinin sonuna kadar bi­ raz soğuk durdu. O gece uyku tulumlarına girip parafin fenerini söndürünce sessiz kaldılar. Alba hemencecik uykuya daldı, ama karanlıkta gözleri açık yatan Jaiine güneşin doğduğunu gördü. Alba'yı kendi kızı gibi sevdiğini söyler dururdu ama o gece onun babası, dayısı değil de Miguel olmak için bir istek yakaladı için­ de. Amanda'yı düşündü. Amanda'nın kendini artık duygulandır­ madığına üzülüyordu. Aralarındaki o aşırı aşkın son kıvılcımları­ nı arayarak belleğini yokladığında hi�bir şey bulamıyordu. Dün­ yadan elini eteğini çekmişti o. İlk zamanlar Amanda'ya yeniden çok yaklaşmıştı, çünkü onun tedavisini üstüne almış, hemen he­ men her gün onu görmüştü. Amanda uyuşturucusuz yaşamaya alışıncaya kadar haftalar haftası azap çekmişti. Sonunda sigara ve alkolü de bırakarak sağlıklı, düzenli bir yaşantı sürmeye başla­ mıştı. Kilo almış, saçlarını kesmişti. Kendi kişiliğinin kararıp pas­ lanmış olan imgesini yeniden aydınlatmak amacı güden iç burku­ cu bir çabayla şimdi o kocaman gözlerini yeniden boyuyor, gene o şıngırtılı gerdanlıklarıyla bileziklerini takıyordu. Aşıktı. Dep­ resyondan kurtularak değişmez bir mutluluk ve umut coşkusuna kapıldı. Tutkusunun odak noktası Jaime'ydi. Aşkının kanıtı ola­ rak ona sayısız uyuşturucu bağlılıklarından kendini kurtarmak için harcadığı o muazzam çabayı sunuyordu. Jaime'nin ona umut verdiği söylenemezse de onu iteleyecek cesareti de yoktu, çünkü aşk sanrısının onun iyileşmesinde yardımcı olacağını dü. şünüyordu. Oysa çok iyi biliyordu ki aşkları için artık iş işten geçmişti. Gönül konularında onmaz bir bekar olup çıktığını ileri sürerek aralarında belirli bir mesafe bulundurmaya çalışıyordu. Aslında klinikteki arzulu herhangi bir hastabakıcı kadınla arada yaptığı kaçamaklar ve genelevlere yaptığı hazin ziyaretler yeter­ liydi onun için. Çalışmasının arasındaki çok seyrek boş zamanla­ rında duyduğu ihtiyaçların en ivedi olanlarını bunlarla doyumla­ yabiliyordu. Gene de her şeye karşın Amanda ile, gençliğinde ya­ narak istediği, oysa şimdi yürütmekte güçlük çektiği, duygularını artık derinden etkilemeyen bir ilişkinin içine girmiş bulunuyor­ du, ne var ki bu onun duyabildiği en güçlü hislerden biriydi. Ömür boyu sefillikler ve acılar arasında yaşamak onun yüreğini katılaştırmış değildi, tersine, gitgide sanki daha merhametli, daha yufka yürekli yapıp çıkmıştı onu. Amanda kollarını onun boynuna" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)

Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,

Yorum Gönder

0 Yorumlar