Sıra sira ufak tefek yardımlarda bulunarak öğleden sonraya kadar oyalandı. lkindiye doğru beklediği tüfek sesini duydu. Epeyi uzaklardan gelse de Zülfikar Bey'in dönüşünü haber veriyordu.
Kıyı boyunca boy atan kümelerden böğürtlen, mersin toplayıp yiyerek, yolu üstünde hoşuna giden üç beş kır çiçeği kopararak, köprünün yakınlarına kadar uzandı. Köprünün on adım berisinde, entarisinin kollarını bileklerinden yukarı sıvadı, kunduralarını, çoraplarını çıkardı, çarşafının uçlarını geriye attı, eteklerini iki yandan tutup kaldırdı, taştan taşa, kayadan kayaya seke seke derenin içinde, kıyıdan dört beş adım uzakta büyücek bir mermer kayaya vardı, üstüne çıkıp oturdu. Eteklerini dizlerinin yarım karış altına kadar çekti, ayaklarını suya soktu. Az sonra daha yakında patlayan ikinci bir tüfek sesi işitti. Kalbi çarpa çarpa köprünün ağzını gözlemeye başladı. Çok geçmeden, Zülfikar Bey'in zağarı, dili dışarda, soluya soluya düzlükte göründü. Zağar köprünün ağzına yakın durdu, yerleri kokladı, sağ bacağını kaldırıp siğdi, tırısla köprüye girdi. Köprünün tam ortasında durdu, nereden tanıdığını çıkarmak istiyormuş gibi Emine'ye baktı, kısa bir süre öyle bakakaldı, geriye doğru havladı, bir kez de Emine'ye doğru daha hafiften yineledi havlamasını. Sağ bacağını kaldırdı, köprünün ağaç korkuluğuna siğdi, silkindi, yeniden tırısa kalkarak köprüyü geçti.
Karaya çıkınca hoplaya sıçraya Emine'nin bulunduğu yana atıldı. Emine'nin kıyıda bıraktığı kunduralarını durdu kokladı. Kunduralardan birini ağzına almış geri dönüyordu ki Zülfikar Bey köprünün girişinde göründü.
Emine telaşla doğrulmuş, kundurasını bırakması için zağara el kol sallıyor, sesleniyordu. Çarşafının uçlarını çekti, sarındı. Eteklerini neredeyse suya değecek kadar saldı, taştan taşa, kayadan kayaya seke seke kıyıya çıktı. Kıyıda çakılların üstünde kundurasının teki yanında durdu.
Zülfikar Bey'in, köprü üstünden zağarını azarladığını, kundurasının tekini geri vermesini işaret ettiğini gördü. Zağar, döndü ağzındaki kundurayı ayakları dibinde yere bıraktı. Zülfikar Bey gülüyordu. Bir baş işaretiyle teşekkür etti." (Necati Cumalı Viran Dağlar Makedonya)
Türkçe,Necati Cumalı, Viran Dağlar, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli, Makedonya,
0 Yorumlar