Miguel ile Alba ,Saklı silahları çıkarmaya gidiyorlar



Miguel ona birbirlerini çok uzun bir süre, belki de hiçbir za­ man göremeyeceklerini anlatıyordu. Dedesinin adı onu korusa bile bir gerillanın kadını olmaktaki tehlikeyi kafasına sokmaya çalışıyordu. Ama Alba öyle ağlıyor, ona öyle bir can havliyle sa­ rılıyordu ki Miguel sonunda, hayatlarını tehlikeye atmak pahası­ na da olsa bir yolunu bulup arada buluşacaklarına söz vermek zorunda kaldı. Onunla gidip dağbaşında gömülü olan silahlarla cephaneyi çıkartmaya razı oldu, çünkü yürüttüğü gözükara sava­ şımda ona en gereken şey buydu. Alba, "İnşallah toprağın içinde paslanmamışlardır," diyordu. "İnşallah ben de nereye gömdüğümüzü tam olarak anımsayabili­ rim, çünkü üstünden bir yılı aşkın zaman geçti." İki hafta sonra Alba taşocağında karın doyuran çocuklar için bir gezi düzenledi. Semt papazlarının sağladığı bir kamyona bindiler. Alba sepetler içinde yiyecek, bir torba portakal, birkaç top, bir de gitar getirmişti. Yolda durup da sarışın bir adamı kamyona aldığı zaman çocukların hiçbiri oralı olmadı. Alba ço­ cuk yüklü kamyonu Jaime Dayısıyla gelmiş oldukları yollardan sürüyordu. İki devriye tarafından durduruldu, bütün yemek se­ p�tlerini açmak zorunda kaldı. Ne var ki çocukların herkesi etki­ leyen neşesiyle sepetlerin masum içeriği bütün kuşkuları dağıtı­ yordu. Silahların gömülü olduğu yere hiç olaysız geldiler. Ço­ cuklar saklambaç oynadılar. Miguel bir futbol maçı düzenledi. Sonra onları halka biçimi oturtarak masallar anlattı; sesleri kısıla­ na dek şarkı söylediler. Miguel gece karanlığında arkadaşlarıyla gelince bulabilmek için yörenin haritasını çıkardı. Mutlu bir kır gezisi yaşadılar, savaş durumunun gerilimini birkaç saatliğine unuttular ve karınları aylardır ilk kez tıka basa doyan çocukların kayalar arasında koşuşup bağrışmalarını dinleyerek ılık dağ güne­ şinin tadını çıkardılar. Alba, "Korkuyorum, Miguel," dedi bir ara. "Hiç normal bir hayat süremeyecek miyiz biz? Neden dışarı gitmiyoruz? Neden kaçmıyoruz şimdi, daha fırsat varken?" Miguel çocukl:ırı imledi ve Alba onun ne demek İstediğini anladı. "Öyleyse bırak, ben de seninle geleyim!" diye yalvardı, bun­ dan önce kaç kez yalvarmış olduğu gibi." (Isabel Allende – Ruhlar Evi)

Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,

Yorum Gönder

0 Yorumlar