Muhafazakarlar kendi oyunlarını kurmaya başlarlar ülkede insanlar raflarda ürün bulamıyor her yerde karaborsa var herkes birşeyler için uzun uzun kuyruklar giriyor



nuşup hiçbir konuda anlaşamadığı uzun işçi toplantıları düzenli­ yorlardı. Öbür yandan Sağ, ekonomiyi tuzla buz edip hüküme­ tin yüzünü kara çıkarmak için peş peşe stratejik edimler gerçek­ leştiriyordu. Çok etkin olan basın yayın onların denetimindeydi, hemen hemen sınırsız parasal olanaklarının yanısıra, sabotaj programına gizlice para yatıran gringo'ların desteğine de sahipti­ ler. Birkaç ay içinde sonuçlar gözle görülmeye başladı. İnsanla­ rın hayatlarında ilk kez temel ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra es­ kiden beri istedikleri birkaç şeyi alabilecek paraları vardı, ama alamıyorlardı çünkü dükkanlar hemen hemen boştu. Çok geç­ meden ortaklaşa bir karabasana dönüşecek olan mal darlığı başla­ mıştı. Ev kadınları güneşle bir kalkıyor, bir sıska tavuk, bir düzi­ ne çocuk bezi, bir rulo tuvalet kağıdı alabilmek için sonu olma­ yan kuyruklarda sıraya giriyorlardı. Ayakkabı cilası, dikiş iğnesi ve kahve, süslü kağıtlara sarılıp yaş günleri gibi özel durumlarda armağan verilecek birer lüks eşya olup çıktılar. Darlık kaygısı ve gerilimi boy göstermişti: ülke, ortadan sözümona kalkacak olan malların söylentileriyle çalkalanıyordu. Ve insanlar buna önlem olarak ne bulurlarsa alıyorlardı, hiç düşünmeden. Ne satıldığını bile bilmeden kuyruğa giriyorlardı, yeter ki herhangi bir şeyi al­ mak fırsatını kaçırmasınlar, bu şeye ihtiyaçları olmasa bile! Yeni bir meslek türemişti: insanların kuyruktaki yerlerini makul bir fiyat karşılığında tutuveren kuyrukçular. Kuyruklardan yararla­ narak satış yapan eğlencelik satıcıları ve uzun gece kuyruklarında kirayla battaniye verenler vardı. Karaborsa aldı yürüdü. Polis de­ netlemeye çalışmıyordu, ama karaborsa iğne deliğinden sızan ta­ un gibiydi; istedikleri kadar kamyonları arasınlar, kuşku çekici paketlerle gördüklerini çevirsinler, durduramıyorlardı. Okul bahçelerinde çocuklar satış yapıyordu. Bu "edinmek" isterisi için­ de birçok karışıklıklar oluyordu: ömürlerinde sigara içmemiş ki­ şilerin bir paket sigaraya fahiş para ödedikleri oluyor, çocuğu ol­ mayanların mama kutuları başında kavga ettikleri görülüyordu. Mutfak eşyaları, endüstri makineleri ve otomobiller için yedek parçalar piyasadan yok oldu. Benzin karneye bağlandı. Benzin kuyruklarında kimi zaman iki gün bir gece bekleyen araba dizi­ leri güneşlenen, kıpırtısız, dev boa yılanları gibi kenti boğar ol­ du. Bunca kuyrukta sıraya girecek zaman yoktu. Bürolarda çalışanlar" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)

Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,

Yorum Gönder

0 Yorumlar