Nicolas Felemnko dans hocası oluyor. Öğrenci toplamak için gazeteye ilan veriyor



şadığına, evliliğinin kötü bir düş olduğuna ilişkin yanılsamalara kapılabiliyordu. O yıl Jaime ile Nicolas'ın yolları temelli ayrıldı, çünkü kişi­ liklerindeki farklar bağdaşmayacak boyutlara ulaşmıştı. Nicolas flamenko dansını keşfetmişti. Bunu Gırnata mağaralarındaki çin­ genelerden öğrendiğini ileri sürüyordu, oysa ülke dışına hiç çık­ mamıştı. Gene de inancı öyle güçlüydü ki evdekilerin bile içine bir kurt düştü. Nicolas, ha deyince dans gösterisine başlıyordu. Yemek masasının, yıllar önce Rosa'nın ölüsünü taşımış sonra da Clara'ya kalmış olan o koskocaman meşe masanın üzerine sıçra­ yıp avuçlarını deli gibi çırparak ayaklarını seke seke vuruyor, zıplayıp sıçrayarak öyle tiz bir sesle bağırıyordu ki bütün ev hal­ kıyla birlikte komşuları da ayağa kaldırıyordu. Hatta bir seferin­ de polisler bile geldi, ellerinde sopaları, çizmeleriyle halıları ça­ mura bulayarak. Ama sonunda onlar da herkes gibi el çırpıp, "Ole!" diye bağırdılar. Masa, bir haftanın sonunda dana kesmek için kullanılan kasap tezgahına benzemekle birlikte kahramanca direniyordu. O zamanki başkentin kapalı sosyetesinde flamenko dansının hiçbir pratik değeri yoktu, gene de Nicolas gazeteye us­ turuplu bir ilan vererek bu ateşli sanatın hocalığını yapmaya ha­ zır olduğunu bildirdi. Ertesi gün bir genç kız öğrencisi oldu; haf­ ta dolmadan çekiciliğinin haberi yayılmış bulunuyordu. Genç kızlar sürüyle geliyorlardı. Başlangıçta utanarak çekingen davra­ nıyorlardı, ama Nicolas ayağını sertçe yere vurup onları döndür­ dükçe, koluyla bellerinden sarıp en baştan çıkartıcı gülüşüyle on­ lara gülümsedikçe, kısa zamanda kızların hevesi artıyordu. Ders­ ler iyice tutmuştu. Yemek masası parçalanmak üzereydi, Clara migrenden yakınıyor, Jaime kulaklarına balmumu tıkayıp odası­ na kapanarak aklını çalışmalarına vermeye çalışıyordu. Esteban Trueba kendisi yokken evinde neler olup bittiğini öğrendiği za­ man haklı ve müthiş bir gazaba kapıldı ve evinin bir İspanyol dans akademisi ya da başka herhangi bir amaçla kullanılmasını oğluna yasakladı. Nicolas kıvrılıp bükülmelerinden vazgeçmek zorunda kaldı. Ne var ki olay onu mevsimin en gözde genç erke­ ği, bütün toplantılarla genç kız kalplerinin kralı yapıp çıkmıştı. Çünkü başka herkes ders çalışır, kareli gri kostümler giyer, bıyık bırakarak bolero dansı yaparken Nicolas aşkta özgürlüğü savu­ nuyor, konuşurken Freud'dan alıntılar yapıyor, Pernod içiyor ve 224" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)

Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,



Yorum Gönder

0 Yorumlar