yordu. Bu, Pedro T ercero Garcia'ydı. Dedesinin cenazesini ka çırmak istememiş ve ödünç aldığı papaz cüppesinden yararlanıp köylülerle ev ev görüşerek yakla§an seçimin, oldum olası sırtla rında ta§ıdıkları boyunduruğu yıkmak için tam fırsat olduğunu anlatmıştı. Köylüler onu şaşkınlık, kararsızlık içinde dinliyorlar dı. Onlara göre zaman mevsimlerle ölçülürdü, düşünce kalıpları kuşaklarla. Ağırcanlı ve sakıngandılar. Yalnızca en gençleri, rad yoları olup da haber dinleyen, arada kasabaya gidip sendikacılar la konuşanlar izleyebiliyorlardı Pedro'nun düşünce çizgisini. Ge ri kalanlar onu, toprak sahiplerini peşinde koşturan kahraman olduğu için dinliyorlardı, gelgelelim saçmaladığı kanısındaydılar. "Bizim Sosyalistlere oy verdiğimizi patron öğrenirse boku yeriz," diyorlardı. Düzmece papaz, "Öğrenmesinin yolu yok," diye karşılık ve riyordu. "Oylar gizli kullanılır." Babası Pedro Segundo, "Sen öyle san!" dedi. "Gizli derler ama sonradan kimin kime oy verdiğini harfi harfine bilir onlar. Hem zaten sizin parti kazanırsa efendilerin kıçımıza tekme attığı gündür. İşimizden oluruz. Ömür boyu burada ya§adım ben. Ne yaparım sonra?" Pedro Tercero, "Hepinizi birden kovamazlar," diye karşılık verdi. "Çünkü siz giderseniz onların zararı sizinkinden büyük olur!" "Biz kime oy verirsek verelim, hiçbir şey değişmez zaten! Her zaman onlar kazanır nasıl olsa!" Toplantıya gelmiş, yerde, köylülerin arasında oturmakta olan Blanca, "Oy sandıklarını değiştiriyorlar," diye lafa karıştı. Pedro Tercero, "Bu kez yapamayacaklar," dedi. "Oy atılan yerlere partiden gözlemci göndereceğiz, oy sandıklarının mühür lü olmasını sağlama bağlayacağız." Gelgelelim köylüler ona güvenemiyorlardı. Görüp geçirdik leri onlara tilkinin sonunda, her zaman tavukları yediğini öğret mişti, ağızdan ağıza dola§an kışkırtıcı türkülerin dediğine bakma sen! İşte bu yüzden, Sosyalist Partinin yeni adayını getiren tren kasabaya geldiği zaman köylüler istasyonda durup baktılar. Aday koca kalabalıkları ateşli demeçleriyle yerinden oynatabilen kariz matik, miyop bir doktordu. Toprak sahipleri de, ellerinde çifte ler, sopalarla köylülerin çevresinde bir çit oluşturmuş, onları 198" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)
Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,
0 Yorumlar