Transito,Esteban'a neler yaptığını genelevi nasıl bir otele çevirdiğini anlatir



dövmesi olan kadın arasında bağlantı kurmak zor geldi bana; es­ kisi gibi teklifsiz olmakta güçlük çektiğimi ayrımladım. "İyi gördüm seni, Transito," dedim. Altmış beşinin üstünde olduğunu kestirebiliyordum. "Felek bana iyi davrandı, patron," dedi. "Anımsar mısınız, ilk tanıştığımızda, bir gün zengin olacağımı söylemiştim size." Gülümsüyordu. O yuvarlak yatağın üstüne yan yana oturduk. Transito iki­ mize de birer kadeh konyak doldurdu, sonra orospu ve eşcinsel­ ler kooperatifinin tam on yıl akıllara durgunluk verecek oranda iyi iş yaptığını anlattı. Ne var ki zaman değişmişti ve yenilik yap­ mak zorunda kalmışlardı, çünkü modern gidişat yüzünden -ser­ best aşk, gebeliği önleyen haplar ve başkaca yeniliklerihtiyarlar ve gemiciler dışında kimsenin orospuya ihtiyacı kalmamıştı ar­ tık. Transito, "Aile kızları erkeklerle parasız yatıyor, yani piya­ sadaki rekabeti düşünebilirsiniz," diyordu. Kooperatif gerileme­ ye başlayınca ortaklar daha kazançlı işler peşine düşmüşler, Mus­ tafa bile memleketine dönmüş. O zaman Transito şimdi gereksi­ nim duyulan şeyin bir buluşma oteli olduğunu algılamış: gizli çiftlerin rahatça sevişebilecekleri, bir erkeğin bir kızı ilk kez alıp getirmekten utanmayacağı şöyle güzel, rahat bir yer. Kız olma­ yacaktı. Kızı müşteri kendisi getirecekti. Transito randevuevini kendi eliyle düzenlemişti, kendi imgeleminin esintilerini izlerken müşterilerin beğenisini de hesaba katarak. İşte böyle, onun her köşede ayrı bir atmosfer yaratan tecimsel düşgücü sayesinde Ho­ tel Christopher Columbus çaresizler ve kaçamak sevişenler için bir cennet olup çıkmıştı. Transito Soto kapitone mobilyalı Fran­ sız tarzı odalar düzenlemişti, kartondan atların kapanmaz cam gözleriyle aşıkları seyrettiği taze saman döşeli samanlıklar, sahici sarkıtlarıyla tarih öncesinden kalma mağaralar, puma derisiyle kaplanmış telefonlar. Transito, "Buraya sevişmeye gelmediğinize göre büromda konuşalım, patron," dedi. "Böylelikle bu odayı da müşterilere bı­ rakmış oluruz." Bürosuna giderken darbeden sonra siyasi polisin oteli birkaç kez bastığını anlattı. Gelgelelim ne zaman çiftleri yataklarından çıkartıp silah zoruyla ana salona getirerek dizseler bir-iki general" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)

Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,


Yorum Gönder

0 Yorumlar