Ülke dis guclere peşkeş çekiyor,Yerli olan mallar ve fabrikalar batıyor,Toplanmak yasak, Kooperatif yasak dernek yasak meslek teşkilatları yasak, kısaca herşey yasak



Yukarı orta tabakayla ekonominin sagcı kanadı sevinçten uçuyorlardı. İlkin, eylemlerinin sonuçlarını görünce biraz şok geçirmişlerdi; bundan önce dikta rejiminde yaşamış değillerdi ve bunun neye benzediğini bilmiyorlardı. Demokratik özgürlükle­ rin yitiminin geçici olduğuna (rejim serbest girişim ilkelerine say­ gı gösterdiği sürece), bir zaman için kişisel ve kolektif haklardan yoksun olarak yaşanabileceğine inanıyorlardı. Kendilerini yöre­ nin öbür baskı rejimleriyle aynı kefeye koyan uluslararası suçla­ maları da pek umursamıyorlardı; çünkü bu, Marksizmin yenilgi­ sine karşı ödenen ufak bir bedeldi. Dış yatırım sermayesi ülkeye akmaya başlayınca onlar bunu doğal olarak rejimin istikrarına yordular. Ülkeye giren her pesoya karşılık iki pesonun faiz ola­ rak elden gittiğini görmezlikten geliyorlardı. Büyük çapta tüke­ tim malı ithalatıyla ezilen ulusal endüstrilerin hemen hepsi ka-· panmaya, şirketler iflas etmeye başlayınca bu insanlar, "Brezilya sobaları, Tayvan kumaşları, Japon motosikletleri bizim ülkede üretilenlerden üstündür," demeye başladılar. Ancak, üç yıl süren millileştirme döneminden sonra madenlerin ihaleleri gene Kuzey Amerika firmalarına verilmeye başlandığı zamandır ki bunun ül­ keyi belli kağıda sarıp hibe etmek anlamına geldiğini söyleyen birkaç ses yükseldi. Beri yandan tarım reformunun dağıtmış ol­ duğu topraklar gene eski sahiplerine geri verilince bu insanların içi rahat etti: o eski güzel günlere gene dönülüyordu demek! Yal­ nızca bir dikta rejiminin gereken kesinlikle hareket edeceğini, ahalinin ayrıcalıklarını garanti etmek zorunda kalmadan karar verebileceğini kavramışlardı. Bu yüzden politika konuşmayı bı­ raktılar ve ekonomik gücün kendilerinde olacağını ama ülkeyi askerin yöneteceğini kabul ettiler. Sağın üstüne düşen tek görev, yeni kararnamelerin ve yasaların genişletilmesinde askeri yöneti­ me yardımcı olmaktı. Birkaç gün içinde işçi sendikalarını orta­ dan kaldırdılar. Sendika liderleri ya hapiste ya da ölüydüler; siya­ si partilerin etkinliği süresiz askıya alınmış ve bütün öğrenci-işçi örgütleri, hatta meslek birlikleri lağvedilmişti. Ne çapta olursa olsun hiçbir toplantıya izin yoktu. İnsanların toplanabilecekleri tek yer kiliseydi. Böylece din kısa zamanda moda oldu; papazlarla" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)

Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,

Yorum Gönder

0 Yorumlar