adamlarindan yana hiçbir kaygısı yoktu. Yaşadıkları günlerde kendi açısından önemli gördüğü özellikle iki sorunu dert etmişti kendine:
Ilki, Osmanlı Devleti'nin·eli ayağı tutmayan yaşlılar gibi gücünü yitirişi, uyruklarına söz dinletemez duruma gelmesi;
öbürü, Osmanlı Türklerini saran göç dalgası. Makedonya'dan, Trakya'dan her gün üç beş aile kopuyor, lstanbul'a, Anadolu'ya göç ediyordu.
Rumeli'nin yerine göre Rumlar ya da Bulgarlara, Sırplara teslimi, geri verilmesi demekti bu. Halit görüyordu ki bu iki sorun, henüz yirmi bir yaşını sürerken olgunlaştırmış, Makedonya'da Osmanlı egemenliğini korumaktan sorumlu genç bir Osmanlı uç beyi durumuna getirmişti Zülfikar Bey'i.
Yanlarinda çalıştırdıkları adamlarını iyi tanıyordu. Hadi deseler, yürüyün deseler hiçbiri kendilerinden kopmqzdi. Kendi kendilerini yönetebilecek, kendi ayakları üzerinde durabilecek güçten, güvenden yoksundular. O gün dedikleri arasında hatırladığı, Zülfikar Bey'in en çok şu sözle ri etkilemişti Halit'i:
"Hepimiz, Makedonya'yı bırakır gidersek, beş yüz yildır bize emanet bu topraklara kim sahip çıkacak, ölmüşlerimizin mezarlarını kim koruyacak? .. "" (Necati Cumalı Viran Dağlar Makedonya)
Türkçe,Necati Cumalı, Viran Dağlar, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli, Makedonya,
0 Yorumlar