ŞİZOFRENİDE BİLİMSEL TEMELLER

ŞİZOFRENİDE BİLİMSEL TEMELLER

Şizofreni toplumun yüzde birinde görülen bir hastalıktır .
Şizofren hasta bir döl yatağına hapsolmuş dölüt gibi dış dünyayla ilişkilerini kesebilir . Acayip hareketler ve davranışlar kimi şizofrenilerde belirti olarak görülür .
Şizofreni bir hastalıklar topluluğudur . Zihin hastalıklarının ağırlaşmış bir çeşididir . En çok gençlikte görülür . Psikanaliz biliminin çalışmaları bu hastalığı aydınlatsa da nedenleri tam olarak yok etmek mümkün değildir .
Şizofreni , psikozun en yaygın görülen bir şeklidir . Akıl hastaneleri verilerine göre orta yaşa varmamış insanların % 1 ‘ i şizofreniktir .
Şizofreni hastalığı sara , uyuşturucu bağımlılığı , histeri ile karıştırılmaktadır .
En yaygın görülen şizofreni , erginlikten önce görülenidir .
Şizofrenide hastalık yavaş yavaş da ortaya çıkabilir . Homoseksüel olmaktan korkan şizofrenlere bile rastlanır .
Şizofrenide belirtiler arasında takip edilme , televizyondaki spikerin kendisini ima ettiği düşüncesi gibi düşünceler vardır . Olmayan şeyler görmek ve işitmek şizofrenide temel belirtilerdendir .
Şizofrenikler anlamsız şeyler söylerler .
Basit şizofreni , ergenlik döneminde daha çok görülen bir tiptir . Hebefreni , 20-30 yaş arası erkeklerde , katotoni 20-30 yaş arası kadınlarda , paranoid şizofreni ise 35 yaş sonrası kişilerde görülebilen tiplerdir .
Şizofreni gibi olan psikoz tipleri de vardır . Veriler , şizofreniklerin ya kendililiğinden ya da ilaçla iyi olduğunu göstermektedir .
Şizofren hastalar , resimlerinde karmaşık resimler yaratmaktadırlar . İyileşen şizofrenikler ise daha gerçekçi resimler çizmektedirler .
Kalıtsallık şizofrenide bir etken olarak kabul edilebilir .
Çocukluktaki çözülmeler şizofreninin başlamasında bir etkendir .
Bir bebekte anneyle ilişkiler sağlam olursa duygusal kişiliği sağlam bireyler yetişir .
Bebeklerin anneleriyle ilişkilerinde anneye büyük bir rol düşer . Çocuğuyla duygu ilişkisi kuramayan annelerin bebekleri şizofreniye baştan itibaren yakalanabilirler .
Şizofreninin tedavisinde ilaçlar büyük rol oynar . Tedavide şok tedavisi de yer alır . Sosyal tedavi ise hastanın kendi hayatına dönmesine yardımcı olur .
Dayanma psikoterapisi : Hastanın duygusal çatışmaları dikkate alınmadan direkt olarak yaşama dönebilmesi için ne yapılması gerekiyorsa ona yardım etmektir .
Psikanalize yönelmiş tedavi : Hastanın çatışmalarını anlayarak bir daha yeni bir krize yakalanmamasını öngören ve aileyi de işin içine katan bir tedavi yöntemidir .
Psikanalizle tedavi : Deneme aşamasındadır . İngiltere ‘ de psikanalizle tedaviye karşı çıkılmaktadır . ABD ‘ de ise bazı seçilmiş hastalar üzerinde bu tedavi ile sonuçlar alınmaktadır .
Akıl hastalıklarını geçiren kimselere toplumun daha anlayışlı olması zamanla sağlanabilmiştir .
09 Nisan 2012 Pazartesi
Yazan : Tarık Tümlü adlı bir profesör J))))
E – postam : dussunce@yahoo.com

Yorum Gönder

0 Yorumlar