"Clara gözlerini şöyle bir yumdu mu dayısını şıp diye görürdü: açık havanın etkisiyle yıpranmış, zayıf, korsan bıyığının arasın dan gözüken o tuhaf, köpekbalığımsı gülümseyişiyle ... Marcos Dayının şimdi avlunun orta yerinde uzanmış duran şu uzun, ka ra kutunun içinde yatması olanaksızdı. Marcos Dayı ablası Nfvea'yı ne zaman görmeye gelse aylar ca kalarak kızlı erkekli yeğenlerini, hele Clara'yı sevince boğar, ev düzeninin keskin çizgilerini belirsizleştiren bir fırtına koparır dı. Sandık ve bavullar, formaldehaydlı kavanozlarda duran hay vanlar, Hint mızrakları ve gemici çıkınları evin içine yığın yığın yayılırdı. Evin her köşesinde insanların ayağı Marcos Dayının araç gereçlerine takılır, en ücra köşelerde hiç bilinmedik kırk türlü hayvana rastlanırdı ki buncağızlar uzak uzak ülkelerden, sırf Dadı'nın öfkeli süpürgesinin sapına kurban gitmek için gel miş sanırdınız." (Isabel Allende – Ruhlar Evi)
Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,
0 Yorumlar