"Nfvea kızını pencereye götürdü, kavak ağacının kurumuş gövdesini gösterdi. "Ulu bir ağaçtı bu. En büyük oğlumun doğumundan önce kestirdim. Dediklerine göre öyle yüksekmiş ki tepesinden bütün kent gözükürmüş, ama oraya çıkabilen tek kişinin de gözleri körmüş. Efendim, del Valle'lerin geleneğiymiş: delikanlılar uzun pantolon giymek İstedikleri zaman yiğitliklerini kanıtlamak için kavak ağacına tırmanmak zorundaymışlar. Bir tür erginlik töreni gibiymiş. Ağaç çentiklerle doluydu. Ben gözlerimle gördüm de virdikleri zaman. O ilk orta boy dallardan başlayarak ki kalın kalındılar, baca gibi, dedelerin yonttuğu çentikleri görebiliyor dun, çünkü gençliklerinde onlar da çıkmışlardı ağacın tepesine. Kimin en yükseğe çıktığı, kimin en yiğit olduğu kadar kimin da ha yukarı tırmanmaktan korkarak yarı yolda duraladığı da görü lebiliyordu. Günün birinde sıra kör Jer6nimo'ya gelmişti. Deli kanlı bir an bile duraksamadan dallardan yukarı el yordamıyla tırmanmaya başladı. Nasıl yükseklere tırmanmış olduğunu bil mediğinden altındaki boşluk konusunda da bir fikri yoktu. En tepeye ulaştı, ama baş harfinin ]'sini tamamlayamadı, çünkü bir yontu gibi oradan kopmuş, tepeüstü yere düşmüştü, babasıyla ağabeylerinin ayakları dibine. Cesedini bir çarşafa sarmışlar, an nesine götürmüşler. Anne yüzlerine tükürmüş onların, oğlunu ağaca tırmandırtmış olan erkeklere bir gemici gibi sövmüş, lanet okumuş. Öyle ki en sonunda rahibeler gelip deli gömleği giydir mişler, alıp götürmüşler onu. Bir gün benim oğullarımdan da, bu barbar geleneği sürdürmeleri beklenecekti, biliyordum. Bu yüz den kestirttim ağacı. Luis'le öteki oğlanlar avludaki bu adam seh pasının gölgesinde büyüsünler istemiyordum."" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)
Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,
0 Yorumlar