Alba parçaları birleştirmeye çalışıyor ve kitabı düzenlemeye çalışıyor ayrıca Alba hamile



tirmezden önce bilmeceden hiçbir anlam çıkartamıyordum, gene de bir gün tamamlamayı başarırsam her parçanın bir anlam taşı­ yacağına ve bütünün uyumlu olacağına inanıyordum. Her parça­ nın, Albay Garcfa'nın bile, nasılsa öyle olmasının bir nedencesi var. Arada içime öyle geliyor ki bütün bunları ben daha önceden de yaşadım, bunların hepsini daha önceden de yazdım, sözcüğü sözcüğüne. Gene de biliyorum ki ben değildim bu, başka bir ka­ dındı: günün birinde ben kullanabileyim diye defter tutan bir ka­ dın. Ben mi yazıyorum, o mu yazmıştı, anılar kırılgandır, tek bir insan yaşamı kısacıktır, diye ... öylesine çarçabuk gelip geçer ki olayların arasındaki ilişkiyi görmeye fırsat bulamayız; yaptığımız şeylerin sonucunu hesaplayamayız ve geçmiş, bugün, gelecek ma­ salına inanırız; oysa belki aslında her şey eşzamanlıdır, bütün çağların ruhlarının boşlukta birbirine karıştığını görebilen Mora kızkardeşlerin dediği gibi. Anneannem Clara işte bunun için def­ ter tutmuştu, her şeyi gerçek boyutlarıyla görebilmek ve kendi zayıf belleğine meydan okumak için. Şimdi ben de kinimi arıyo­ rum, ama bir türlü bulamaz gibiyim. Albay Garcfa'yla ona ben­ zeyenlerin varoluşunu, dedemin varoluşunu anladıkça, Clara'nın anılarından, annemin mektuplarından, Tres Marfas'ın hesap def­ terlerinden ve önümde, masanın üstüne yayılı duran belgelerden parçaları biraraya getirdikçe bu kinin alevinin sönmeye yüz tut­ tuğunu duyumsuyorum. Ah'larının yerde bırakılmaması gereken herkes adına benim öç almam çok güç bir şey, çünkü bunu ya­ parsam benim aldığım öç de aynı aman dinlemez törenin bir par­ çası olup çıkar. Bu korkunç zinciri kırmalıyım. Hayattaki işi­ min, omzuma yüklenen ödevin kinleri sürdürmek değil, yalnızca şu sayfaları doldurmak olduğuna inanmak İstiyorum; bir yandan Miguel'i beklerken, bu odada, yanıbaşımda yatan dedemi toprağa verirken, daha güzel günlerin gelmesini umarken, karnımdaki bu çocuğu (sayısız tecavüzlerin ya da kimbilir, belki Miguel'in çocu­ ğu ama her şeyden önce benim öz kızım) taşırken, yazmak. Anneannem yaşama tanıklık eden defterlerini elli yıl boyun­ ca tuttu. Kimi dost ruhlarca kaçırılıp gizlendikleri için defterler, ailemizin birçok belgelerini yutan o uğursuz· yangından kurtul­ du. Şuracıkta ayaklarımın dibinde duruyorlar, renk renk kurde­ lelerle bağlanmış, tarih sırasına göre değil de olaylara göre ayrıl­ mış, tıpkı Clara'nın yola çıkmazdan önce düzenlediği gibi. Clara" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)

Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,

Yorum Gönder

0 Yorumlar