Bir gece ansızın askerler Esteban'nin evini basarlar,Albanin yaptiklarini biliyorlardı çünkü



"kre§'lerini pişirmek için evinde koskocaman bir fırın yaptırmıştı. Kreşler etnik halk sanatı sayılıyor ve tıpkı yirmi beş yıl önce on­ ları dışarı pazarlamak isteyen Jean de Satigny'nin dediği gibi ka­ pış kapış satılıyordu. Bunun geliri, Trueba'nın yolladıkları ve Kanada hükümetinin yardımıyla geçinecek bol bol paraları olu­ yordu. Gene de Blanca işi sağlama bağlamak için Clara'nın içi mücevher dolu yün çorabını düşünebildiği en dip bucak yere giz­ lemişti. Bunları hiçbir zaman satmak zorunda kalmayacağını, ta­ kıların bir gün gelip Alba'nın üstünde ışıldayacağını umuyordu. * * * Siyasi polisin evi gözaltında bulundurduğunu Esteban Tru­ eba ancak Alba'yı almaya geldikleri gece öğrendi. İkisi de uyku­ daydılar ve salt rastlantı olarak evin gerisindeki boş odalar labi­ rentinde gizlenen kimse yoktu. Dipçiklerin kapıya vuruşu ihti­ yarı apaçık bir felaket duygusuyla uykusundan uyandırdı. Alba fren gıcırtıları, ayak patırtıları ve yavaşça verilen komutlarla za­ ten uyanmış ve giyinmeye başlamıştı, çünkü kendi kader saatinin gelmiş olduğundan hiç kuşkusu yoktu. Şu son aylar boyunca Senatör kendisinin darbeyi destekle­ miş olmasının bile teröre karşı bir garanti olmadığını öğrenmişti. Gene de tepeden tırnağa silahlı bir düzine sivil polisin sokağa çıkma yasağından yararlanarak zorla evine gireceğini, onu zorla yatağından çıkartacaklarını, terlik giyip omuzuna bir şey alması­ na bile izin vermeden oturma odasına sürükleyeceklerini aklının köşesinden bile geçirmemişti. Adamların Alba'nın yatak odası­ nın kapısını tekmeleyerek açıp ellerinde makinelilerle içeri do­ luştuklarını gördü; torununun onları beklemekte olduğunu da gördü. Alba giyinikti ve solgun olmakla birlikte serinkanlıydı. Esteban adamların onu ite kaka odasından çıkardıklarını ve ense­ sine namlu dayayarak oturma odasına getirdiklerini gördü. Bura­ da Alba'ya dedesinin yanında durmasını· ve hiç kıpırdamamasını buyurdular. Alba buna hiçbir şey demeden boyun eğdi. Dedesi­ nin öfkesinin de adamların hoyratlığının da ayırdında değil gi­ biydi. Evin içinde kaçak gerilla, silah ve başka herhangi bir kanıt arayan adamlar her yerin altını üstüne· getiriyor, kapıları tekmeleyerek" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)

Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,

Yorum Gönder

0 Yorumlar