Blance baba evine döndüğünden beri babasından hiçbir destek almıyor ihtiyaçlarını kendisi karşılıyor ve eşek gibi çalışıyordu. Pedro kendisi ile kaçmasını istediğinde onu red etmisti



biliyordu. Yıllar sonra Alba annesinin hayatının bu yönünü irdeleyecek yaşa geldiği zaman onun, Pedro Tercero'yla salt onu yeterince sevmediği için gitmediği sonucuna vardı, çünkü Tru­ eba'ların evinde Pedro Tercero'nun Blanca'ya veremeyeceği hiç­ bir şey yoktu. Blanca çok yoksul bir kadındı. Ancak Clara harçlık verdiği ya da kreşlerinden birini sattığı zaman eline para geçiyordu. Ge­ liri son derece kıttı ve Blanca bunun hemen hemen hepsini dok­ torlara harcıyordu, çünkü çalışma ve yoksunluk onun hastalık yaratma yeteneğini köreltmemiş, tersine, yıl yıldan geliştirmiş gi­ biydi. Genç kadın babasının kendisini aşağılamasına zerrece fır­ sat vermemek için babasından hiçbir şey istememeyi başarıyor­ du. Arada Clara'yla Jaime ona giyecek birşeyler alıyor ya da te­ mel gereksinimleri için birşeyler veriyorlardı. Çoğunlukla kendi­ si bir çift çorap alamayacak kadar parasızdı. Onun yoksulluğu Senatör Trueba'nın torunu Alba'ya giydirdiği işlemeli elbiseler ve ısmarlama ayakkabılarla çelişiyordu. Yaşamı çetindi. Yaz kış her sabah saat altıda kalkıyordu. Tahta altlı pabuçlarını giyip de­ ri önlüğünü takarak fırınını yakıyor, çalışma masalarını hazırlı­ yor, derslerinde kullanacağı killi toprağı, dirseklerine kadar bu soğuk, kaba çamura batarak yoğuruyordu. İşte bu yüzden tırnak­ ları hep kırık, derisi çatlak çatlaktı ve bu yüzden zamanla par­ makları çarpıldı. Sabahın o saatinde esin buluyordu. Dikkatini dağıtacak kimse olmadığından gününe, kreşi için görülmedik hayvanlar yaparak başlayabiliyordu. Sonradan, dersleri başlayın­ caya kadar, evle, hizmetçilerle alışverişle uğraşması gerekiyordu. Öğrencileri en iyi ailelerin işsiz güçsüz kızlarıydı. Seramik moda­ sına, nineleri gibi yoksullar için örgü örmekten daha şık olduğu için merak sarmışlardı. Mongoloid'ler için ders düzenlemek fikri bir rastlantıyla or­ taya çıkmıştı. Günün birinde eve Clara'nın eski bir arkadaşı gel­ di. Yanında torunu vardı, uysal bir aya benzeyen yüzü ve o ufak, çekik gözlerinde değişmez bir sevecenlik ifadesiyle şişman, yu­ muşak bir yeniyetme. On beş yaşındaydı, gene de Alba onun da­ ha bebek olduğunu algıladı. Clara torunundan çocukla bahçeye çıkıp oynamasını istedi; yalnız, üstünü başını kirletmesin, havu­ za düşüp boğulmasın, toprak yemesin ve de pantolonunun önüy­ le oynamasın diye ona göz kulak olması gerekiyordu. Alba çocu284" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)

Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,

Yorum Gönder

0 Yorumlar