Citflik ilgilenmediği için tekrar bakımsız ve verimsiz hale gelmeye başlar. Köylüler isyan etmeye toprak sahibi olmak ister



Şuradan şuraya gitmem, Ekselans!" diye kükremiş, "Ben başımı çevirir çevirmez Marksistler o sandalyeyi hemen altınız­ dan çekiverirler!" Sola, "demokrasi düşmanı" adını ilk kendisi takacak kadar akıllıydı. Yıllar sonra bunun diktatörlüğün sloganı olup çıkacağı­ nı bilebilir miydi? Zamanının neredeyse hepsini ve servetinin bü­ yük bölümünü politik cephede harcıyordu. Hemen hemen her gün yeni girişimlere atılmasına karşın Clara öleli beri, parasının azalmakta olduğunu ayrımladı. Bu kaygılandırmadı onu, çünkü Clara'nın ona uğur getirmiş olduğunu doğal sayıyordu. Ölümün­ den sonra da ona yardım etmeyi sürdürmesini bekleyemezdi ya! Hem zaten yaptığı hesaplara göre şu dünyadaki ömrünün geri kalan bölümünü zengin bir insan olarak geçirmesine yetecek pa­ rası vardı. İhtiyarladığını hissediyor, üç çocuğundan hiçbirinin mirasına konmaya layık olmadığını düşünüyordu. Torununun mutluluğunu sağlamak için de ona Tres Marias'ı bırakabilirdi, çiftlik artık eskisi kadar çok para getirmese bile. Başkentle çiftlik arasında bir zamanlar önemli bir girişim olan yolculuk yeni oto­ yollarla otomobiller sayesinde altı saate inmişti. Esteban Trueba arada sırada kahyasıyla telefonda konuşarak hesapların üstünden geçiyordu, ama bu görüşmeler onun günler günü keyfini kaçırı­ yordu. Kahyası kendi karamsar dünya görüşüne yenik düşmüş bir adamdı, verdiği haberler de çoğunlukla bir felaket diziniydi: çilekler donmuş, tavuklar hastalanmış, üzümler çürümüştü. Böy­ lece servetinin kaynağı olan çiftlik bir yük olup çıkmıştı. Trueba bu doymak bilmeyen toprağı payandalamak için başka işlerinden para çekmek zorunda kalıyordu. Çiftlik onun sefillikten kurtar­ dığı günlerin öncesindeki gözden ırak, gönülden ırak günlerine dönmek İster gibiydi. Esteban, "Çekidüzen vermem gerek oraya; patron'un gözü Üzerlerinde gerek," deyip duruyordu. Kahyası da sık sık uyarıyordu onu: "Tarım alanlarında fırtı­ na belirtileri var, patron. Köylüler seferberlik halindeler. Her gün yeni İstemlerde bulunuyorlar. Kendileri patron olmak İsti­ yorlar besbelli. Yapabileceğimiz en iyi iş çiftliği satmak." Gelgelelim Trueba satmanın adını andırmıyordu. "Başka her şey çözülüp çöktüğü zaman insanın elinde kalan tek şey toprak­ tır," diyordu, tıpkı yirmi beş yaşında, annesiyle ablası ona gene" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)


Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,

Yorum Gönder

0 Yorumlar