Esteban artık tavuk ve inek yetiştirmek yerine Sinsila farelerin yetiştirmek istiyor.Kont lCiftlik Çiftlik evi gibi bir yere yerleşmek ve sağlam bir iki ortak ile sağlam bir işe girmek istiyor



hiç elini sürmeden, çatal bıçakla soyarak kabuğuna çiçek biçimi vermesi, kendi anadilindeki şair ve düşünürlerden alıntılar yap­ ması karşısında hiç başı dönmeyen Clara her görüşünde yenibaş­ tan adını sormak zorunda kalıyor ve onu ne zaman ipek sabahlı­ ğıyla banyoda bulsa şaşırıyordu. Beri yandan Blanca onun yanın­ da eğleniyor, en güzel kılıklarını giymeye fırsat çıktığı için sevi­ niyordu. Saçını onun için özel olarak yapıyor, sofrayı İngiliz porselenleri ve gümüş şamdanlarla kuruyordu. "Hiç değilse bizi yontuyor ya," diyordu. Esteban Trueba'yı etkileyense soylu konuğunun övünmele­ rinden çok şinşilalardı. Ulu Tanrım, bu hayvanların derisini ta­ baklamayı kendisi neden akıl edememişti? Ha, deyince ishalden ölen o binlerce aptal tavuğu yetiştirmek uğruna onca zaman har­ cayacağı yere; dönümler dolusu yonca, kutular dolusu vitamin yedikten sonra bir şişe siktiriboktan süt veren, her zaman da pis­ lik ve sinekten geçilmeyen onca ineği besleyeceği yere! Clara'yla Pedro Segundo Garcfa'ysa Esteban'ın şinşila sevda­ sını paylaşmıyorlardı. Clara'nın nedenceleri insancıldı, çünkü hayvancıkları salt derilerini yüzmek amacıyla yetiştirmeyi kor­ kunç buluyordu. Kahya ise farelerin özel evlerde barındırılmala­ rını hiç duymamış olduğu için yadırgıyordu bu işi. Bir gece Kont her zamanki o şark sigaralarından birini -Lübnan neresiyse işte oradan geliyormuş, derdi Estebantüttür­ mek ve bahçeden dalga dalga yükselerek evin her odasını doldu­ ran çiçek kokularını içine sindirmek için dışarı çıkmıştı. Terasta bir aşağı bir yukarı dolaşarak evin çevresindeki tarlaların genişli­ ğini içine sindiriyordu. Gezegenin en ücra köşesinde doruklarla vadiler, billur gibi ırmaklar, insanın korkusuz dolaşmasına izin veren barışçıl hayvanlar yaratan Doğa'nın coşkusuna yüksek ses­ le türküler düzeceği geliyordu. Bütün bunlar kusursuzluk için yetişmezmiş gibi, buralarda mutsuz ve kinci Zenciler, yabanıl Kı­ zılderililer de yoktu. Kont egzotik ülkelerde dolaşarak köpekba­ lığı dişinden yapılma afrodizyaklar, her derde deva ginseng kök­ leri, Eskimo oymaları, doldurulmuş Amazon piranhaları ve ba­ yan mantoları için şinşila satmaktan bıkmış usanmıştı. Otuz se­ kiz yaşındaydı -daha doğrusu İtiraf ettiği buyduve en sonunda yeryüzündeki cenneti bulduğunu, birkaç akıllı ortakla şöyle ra­ hat bir iş kurarak buraya yerleşebileceği hissediyordu. Karanlıkta" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)


Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,

Yorum Gönder

0 Yorumlar