"Kontun şoktan kurtulmasına fırsat tanımadı. Onunla birlik te kasaba oteline gitti, orada, bir elinde kırbaç öbüründe baston, onun bavullarını toplamasını bekledi. Sonra dosdoğru İstasyona götürerek apar topar trene bindirdi. Yol boyunca J ean de Sa tigny bu olaylarla hiçbir ilişkisi bulunmadığını, Blanca Tru eba'ya elini bile sürmediğini, olup bitenden herhalde Blanca'nın geceleri ırmak boyunda buluştuğu o sakallı papazın sorumlu ol duğunu anlatmaya çalıştı. Esteban Trueba en yırtıcı bakışıyla susturdu onu. "Dediklerinden hiçbir şey anlamıyorum, oğul. Papazı rü yanda görmüş olsan gerek." Sonra Konta nikah kontratında yer alan çeşitli maddeleri an lattı, bu da Kontun korkularını eni konu yatıştırmaya yaradı. Blanca'ya verilecek olan ağırlık, bağlanacak aylık ve zamanı ge lince hatırı sayılır bir mirasa konma düşüncesi Jean'a fikrini de ğiştirtti. Müstakbel kayınpeder onun kaygılı mızıldanmalarını duy mazlıktan gelerek, "Görüyorsun ya, şinşilalardan daha iyi bir öneri bu," diye sözlerini bağladı. İşte böylece o cumartesi günü Esteban Trueba köşedeki bü yük eve, yanında kızlığı bozulmuş evladı için bir koca ve piç to runu· için bir babayla geldi. Çevresine gazap kıvılcımları saçıyor du. Elinin tersiyle antredeki krizantem vazosunu yere devirdi ve araya girip durumu açıklamaya çalışan Nicolas'a vurdu. Blan ca'yı görmek İstemediğini, onun düğün gününe kadar odasından dışarı çıkmamasını söyledi. Clara onu karşılamaya gelmedi. Oda sına kapandı ve kocası kapıyı kırmak için gümüş bastonunu iki ye ayırdığı zaman bile dışarı çıkmadı. Bir didinme ve dalaşma kasırgası evi sardı. İçerde solunması olanaksız bir hava esiyordu. Kafeslerdeki kuşlar bile susmuştu. Hizmetçiler, isteklerinin yerine getirilmesinde hiçbir gecikmeye dayanamayan sert, kaygılı efendilerinin buyruklarıyla koşuşturu yorlardı. Clara kocası yokmuşçasına kendi yaşantısını sürdürü yor, onunla konuşmayı reddediyordu. Kayınpeder adayının elin de tutsak olan damat o sayısız konuk odalarından birine yerleşti rilmişti. Burada zamanını, Blanca'yı hiç görmeden odasını arşın lamakla geçiriyor, bu melodramın içine nasıl olup da düştüğüne us erdiremiyordu. Bu yabanıl vahşilerin eline düştüğü için kendine" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)
Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,
0 Yorumlar