vazgeçerdim, çünkü kayıtsızlık gösterdiğim zaman daha bir rahatlıyordu sanki. Onu çıplak seyredebilmek için banyo duvarı na delik deldim, ama bu beni öyle tahrik ediyordu ki gene üstü nü örtmek zorunda kaldım. Onu incitmek için Kırmızı Fener'e gidiyormuş gibi yaptım da o yalnızca bunun köylü kızlarının ır zına geçmekten yeğ olduğunu söyledi, bu da şaşırttı beni, çünkü o konuyu bildiğini sanmıyordum. Onun sözleri üzerine gene te cavüzü denedim, bakalım bir tepki gösterecek mi diye, ne var ki yıllar ve deprem erkeklik gücümü törpülemişti. Kanlı canlı bir köy kızını belinden kavradığım gibi atımın sırtına atacak gücüm kalmamıştı artık, nerede kaldı ki onu zorla soyup zorla içine gi rebilecektim! İnsanın sevişeceği zaman yardım ve yakınlık gerek sediği yaşa gelmiştim. Y aşlanmıştım artık, lanet olsun. * * * Küçülmeye başladığının ayırdında olan tek kişi kendisiydi. Giysilerinden anlıyordu bunu. Her şey üstünden dökülmekle kalmıyordu, kolları, pantolon paçaları birden uzamış gibiydi. Za yıfladığını ileri sürerek Blanca' dan giysilerini düzeltmesini istedi, ama için için kaygıdaydı: acaba ihtiyar Pedro Garda kemiklerini ters kaynatmıştı da onun için mi küçülüyordu? Gene de kimseye bir şey söylemiyordu, nasıl ki ağrı sızılarını da hiç anlatmazdı, çünkü bu bir gurur sorunuydu. Ülke başkanlık seçimine hazırlanmaktaydı. Kasabadaki tu tucu siyaset adamlarının bir yemeğinde Esteban Trueba Kont Je an de Satigny'le tanıştı. Kont Hazretleri güderi ayakkabı ve çiğ ketenden ceketler giyiyordu, öteki ölümlüler gibi terleme huyu yoktu, İngiliz kolonyası kokuyordu. Öğle güneşinin altında, değ nekle İttiği topu ufak bir kancanın altından geçirmek huyu saye sinde her zaman yanık esmer renkteydi. Sözcüklerin son hecele rini uzatıp r'leri yutuyordu. Esteban Trueba ondan önce hiç tır naklarını cilalayıp gözlerine mavi renkli damla damlatan erkek görmemişti. Kartvizitinin üzerinde ailesinin armasını taşıyan Kont bütün bilinen uygarlık kurallarına saygı göstermekle kal mıyor, kendisi de birtakım yeni kurallar yaratıyordu. Örneğin enginarı maşayla yemek huyu çevresindekilerin hepsini serseme 1 88" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)
Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,
0 Yorumlar