ne bürünmüş olarak, kamyonla getirtilen kalabalıkları sustur mak için kollarını kaldırmış, o kallavi bıyıkları kibirden titreye titreye Dört Kılıçları Anıtının açılışını yaparken göreceğimizi herhalde pek az kişi kestirebilirdi. Anıtın tepesindeki hiç sönme yen meşale ülkenin yazgısına aydınlık serpecekti, sözümona. Ne var ki yabancı teknisyenlerin yaptığı bir yanlıştan ötürü meşale de hiçbir zaman alev görülmedi, yalnızca mutfak bacasından çı kar gibi duran koyu bir duman havaya yayıldı durdu, başka ik limlerden esen dinmez bir fırtına misali. Belki de yanlış işler yapmış olduğumu düşünmeye başladım; Marksizmi devirmenin en iyi yolu bu değildi belki de. Gitgide daha derin bir yalnızlığa gömülüyordum, çünkü hiç kimsenin bana ihtiyacı yoktu artık. Oğullarım elimden gitmişti ve o sus kunluğu, dalgınlığıyla Blanca çok uzaklardaki bir ruh gibiydi şimdi. Alba bile gün günden uzaklaşıyordu. Evde hemen hiç gör mez olmuştum onu. Giydiği o çirkin, upuzun eteklerle, Ro sa'nınkine benzeyen o inanılmaz yeşil saçlarıyla fırtına gibi gelip geçiyordu yanımdan. Annesiyle birlikte icat ettikleri yüzlerce gi zemli iş başlarından aşkındı. Benim arkamdan bin türlü dolap çe virdiklerinden hiç kuşkum yoktu. Torunum bir heyecan ve telaş krizi içindeydi, tıpkı tifüs salgını sırasında Clara'nın herkesin acı sını kendi omuzlarına aldığı günler gibi. * * * Alba dayısı Jaime'nin ölümüne yas tutacak çok zaman bula madı. Başkalarının gereksinimleri öyle ivediydi ki kendi acısını ertelemek zorunda kaldı. Miguel'i darbeden iki ay sonraya kadar hiç görmedi ve onun da ölmüş olduğundan korkmaya başladı. Gene de aramaya çıkmadı onu; Miguel bu konuda kesin yönerge vermişti. Hem zaten adının yeni yetkililere teslim olmaları buyu rulanların listelerinde yer aldığını Alba biliyordu. Ona umut ve ren buydu: Yetkililer onu aradıkları sürece Miguel yaşıyor de mekti. Alba onun canlı olarak ele geçmesi olasılığını düşündükçe içi içini yiyor ve genç kız anneannesi Clara'nın ruhuna seslene rek bunu önlemesini İstiyordu." (Isabel Allende – Ruhlar Evi)
Herkes Esteban'dan uzaklaşmış durumda, Jaime olmuş kızı ve torunu ondan gittikçe uzaklasmakta idi. Miguel den bir haber yoktu
Rohat Fatih
04:43
ne bürünmüş olarak, kamyonla getirtilen kalabalıkları sustur mak için kollarını kaldırmış, o kallavi bıyıkları kibirden titreye titreye Dört Kılıçları Anıtının açılışını yaparken göreceğimizi herhalde pek az kişi kestirebilirdi. Anıtın tepesindeki hiç sönme yen meşale ülkenin yazgısına aydınlık serpecekti, sözümona. Ne var ki yabancı teknisyenlerin yaptığı bir yanlıştan ötürü meşale de hiçbir zaman alev görülmedi, yalnızca mutfak bacasından çı kar gibi duran koyu bir duman havaya yayıldı durdu, başka ik limlerden esen dinmez bir fırtına misali. Belki de yanlış işler yapmış olduğumu düşünmeye başladım; Marksizmi devirmenin en iyi yolu bu değildi belki de. Gitgide daha derin bir yalnızlığa gömülüyordum, çünkü hiç kimsenin bana ihtiyacı yoktu artık. Oğullarım elimden gitmişti ve o sus kunluğu, dalgınlığıyla Blanca çok uzaklardaki bir ruh gibiydi şimdi. Alba bile gün günden uzaklaşıyordu. Evde hemen hiç gör mez olmuştum onu. Giydiği o çirkin, upuzun eteklerle, Ro sa'nınkine benzeyen o inanılmaz yeşil saçlarıyla fırtına gibi gelip geçiyordu yanımdan. Annesiyle birlikte icat ettikleri yüzlerce gi zemli iş başlarından aşkındı. Benim arkamdan bin türlü dolap çe virdiklerinden hiç kuşkum yoktu. Torunum bir heyecan ve telaş krizi içindeydi, tıpkı tifüs salgını sırasında Clara'nın herkesin acı sını kendi omuzlarına aldığı günler gibi. * * * Alba dayısı Jaime'nin ölümüne yas tutacak çok zaman bula madı. Başkalarının gereksinimleri öyle ivediydi ki kendi acısını ertelemek zorunda kaldı. Miguel'i darbeden iki ay sonraya kadar hiç görmedi ve onun da ölmüş olduğundan korkmaya başladı. Gene de aramaya çıkmadı onu; Miguel bu konuda kesin yönerge vermişti. Hem zaten adının yeni yetkililere teslim olmaları buyu rulanların listelerinde yer aldığını Alba biliyordu. Ona umut ve ren buydu: Yetkililer onu aradıkları sürece Miguel yaşıyor de mekti. Alba onun canlı olarak ele geçmesi olasılığını düşündükçe içi içini yiyor ve genç kız anneannesi Clara'nın ruhuna seslene rek bunu önlemesini İstiyordu." (Isabel Allende – Ruhlar Evi)
0 Yorumlar