"küçükken bile ellenmekten hoşlanmadığını söylüyordu. Küçük yaşından beri akıl dışı davranışları vardı. Sırtındakileri çı karıp bir başkasına verebilirdi. Duyguların dışa vurulması, mu habbet gösterileri ona bir aşağılık belirtisi gibi gelirdi. Bu abartılı çekingenliği ancak hayvanlarla bir aradayken biraz gevşerdi. J a ime onlarla yerlerde yuvarlanır, onları okşar, eliyle besler, kö peklerle kıvrılıp yatarak uyurdu. Bir bakıp gören olmadığı za manlarda çok küçük çocuklara da böyle davranırdı, başkalarının yanındaysa, "güçlü, yalnız adam"ı oynamayı yeğlerdi. Aldığı on iki yıllık İngiliz terbiyesi ona bir hüzün ve titizlik kazandırmıştı ki bu bir centilmenin en çekici niteliği sayılırdı. Başa çıkılmaz kertede duygusaldı. Bu yüzdendir ki siyasetle ilgilenmeye başla mıştı ve babasının istediği gibi avukat olacağı yerde onu daha iyi tanıyan annesinin düşüncesine uymuş, muhtaçlara yardım etmek için doktor olmaya karar vermişti. J aime ta baştan beri Pedro T ercero Garcfa'yla oynayarak büyümüş, ancak o yıl genç köylü ye hayranlık beslemeye başlamıştı. Onlar buluşabilsinler diye Blanca kendi buluşmalarının iki tanesini feda etmek zorunda kal mıştı. İki genç adaletten, eşitlikten, köylü hareketiyle Sosyalizm den konuşurlarken Blanca konuşmaları bir an önce bitse de aşı ğıyla haşhaşa kalsa diye sabırsızlanarak beklemişti. Bu dostluk iki genci ömür boyu birbirine bağladı da Esteban Trueba'nın ruhu bile duymadı. Nicolas kız gibi güzeldi. Annesinin o ince, saydam tenini al mıştı, ufak tefek, tilki gibi kurnaz ve ayağına çabuktu. Olağanüs tü zekiydi, birlikte başladıkları her işte kardeşini rahatlıkla geri de bırakırdı. J aime'ye işkence etmek için bir oyun icat etmişti: herhangi fikir tartışmasında karşıt görüşü benimser ve öyle iyi savunurdu ki sonunda Jaime kendisinin haksız olduğunu kabul lenerek yanılgısını itiraf ederdi. Nicolas, "Benim haklı olduğumdan emin misin?" diye sorar dı kardeşine. Jaime, İnanmadığı görüşü savunmaktan onu alıkoyan bir doğrulukla, "Evet, sen haklısın," diye İstemeyerek İtiraf ederdi. O zaman Nicolas, "Güzel!" derdi. "Çünkü şimdi senin haklı benim haksız olduğumu ispatlayacağım sana! Senin görüşünü sa vunacağım. Daha akıllı olaydın bu savları sen sıralardın." Ruhlar Evi 193/13" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)
Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,
0 Yorumlar