Blanca'yla kocası düğün gecelerini başkentteki en iyi otelin balayı dairesinde geçirdiler. Trueba şu son birkaç aydır peş peşe yönelttiği aşağılamalardan ötürü kızına kendini bağışlatmak umuduyla daireyi çiçeklere boğmuştu. Blanca o gece başağrısı ba hane etmesine gerek olmadığını anlayınca şaştı. Yalnız kaldıkları dakikada J can de Satigny onun boynuna kaçamak öpücükler konduran, en güzel karidesleri seçerek onun ağzına veren ateşli aşık rolünden sıyrılıverdi. Sanki o baştan çıkartıcı "sessiz-sinema artisti" tutumunu temelli unutmuş ve bir zamanlar kırlarda gezi ler yaptıkları, yer yaygılarında piknik yemekleri yedikleri, fotoğ raf çekip yüksek sesle Fransızca kitaplar okudukları günlerdeki gibi bir ağabey olup çıkmıştı. İlkin banyoya kapandı ve burada öyle uzun süre kaldı ki yatak odasına döndüğünde Blanca uyku ya dalmak üzereydi. Kocasının düğün kostümünü çıkartarak si yah İpek pijama ve Pompei stili kadife sabahlık giymiş olduğunu görünce düş gördüğünü sandı. Jean o kusursuz dalgalı saçlarına file geçirmişti ve burcu burcu kolonya kokuyordu. Tutumunda hiçbir sevda sabırsızlığı sezilmez gibiydi. Yatağın ucuna ilişerek eskidenki gibi yarı alaylı bir okşayışla karısının yanağını sıvazla maya başladı. Sonra r'leri yutarak konuştuğu o çıtkırıldım İspan yolcasıyla, evlilik yaşantısına karşı belirli bir eğilimi bulunmadı ğını yalnızca sanata, edebiyata ve meraklı bilimsel konulara aşık olduğunu, bu yüzden de Blanca'yı bir kocanın olağan İstemleriy le taciz etmeye hiç niyetlenmediğini anlatmaya girişti. İç içe gir meden birarada yaşayabilirlerdi, kusursuz bir uyum ve saygınlık içinde. Büyük bir yükten kurtulan Blanca kollarını on�n boynu na sardı ve yanaklarını öptü. "Sağol, Jean" diye bağırdı. Beriki nezaketle, "Bir şey değil," diye karşılık verdi. O kocaman, Ampir stili yatağa kurularak düğünden konuş tular, gelecekteki yaşantılarına ilişkin tasarılar yaptılar. Blanca, "Çocuğumun babası kim, bilmek istemiyor mu sun?" diye sordu. Jean, "Benim," diye yanıtladı, onu alnından öperek. Her biri yatağın kendi bölümünde, sırt sırta uyudular. Saba hın beşinde Blanca babasının gerdek odasına doldurduğu çiçekle rin baygın kokusundan midesi bulanarak uyandı. Jean de Satigny onu banyoya götürdü, tuvaletin üstüne doğru eğdi, sonra gene 252" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)
Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,
0 Yorumlar