Koskoca evde tek başlarına yaşayan Alba ve Blance



evde tek başına kaldığını, sofalarda dolanan silik, yıprak hortlak­ lardan başka can yoldaşı olmadığını görüyordu. Jaime onu Blan­ ca'nın odasında yatırmalarını önerdi; bu da çocuğun sinirlerini yatıştırdı. Annesinin yatak odasını paylaşmaya başlar başlamaz küçük kız uyku saatini gizli bir sabırsızlıkla iple çekmeye başla­ dı. Örtülerin altında kıvrılıp yattığı yerden annesinin gece töre­ nini tamamlayarak yatağa gelmesini seyrediyordu. Blanca yüzü­ nü Harem Kremiyle temizlerdi, kadınların cildinde mucizeler yarattığı söylenen gül kokulu bir yağ. Blanca (şimdi arasına ken­ dinden başka kimsenin görmediği birkaç beyaz tel serpiştirilmiş) o uzun, kestane saçlarını da yatakta yüz kere fırçalardı. Çabuk soğuk aldığı için yaz kış yatakta, boş zamanlarında kendi ördüğü yün gömlek giyerdi. Yağmur yağıyorsa, yoğurduğu ıslak balçık­ tan kemiklerine işlemiş olan, Jaime'nin bütün İğneleriyle Nico­ las'ın Çin akupunkturunun iyiletemediği kutup soğuğunu gider­ mek için eline eldiven giyerdi. Alba onun o masum, sade geceliği hafifçe dalgalanarak odanın içinde gidip gelmesini seyrederdi, saçları topuzdan kurtulmuş, temiz giysileriyle, Harem Kreminin hafif kokusuyla sarılı, bir yandan da bölük pörçük bir monolog sürdürerek sebze fiyatlarından yakınır, çeşitli ağrı sızılarının zik­ rini yapar, evi kendi başına çevirmeye çalışmanın yorgunluğunu ve Pedro T ercero Garcia üstüne kurduğu şiirsel düşlemleri dile getirirdi. Pedro Tercero'yu hep gün batımının bulutları arasında, Tres Marias'ın altın renkli buğday tarlalarında görür gibi oluyor­ du. Bu gece töreni bittiğinde Blanca yatağa girip ışığı söndürür­ dü. Elini uzatıp kızının elini tutarak ona büyük dayısı Mar­ cos'un sihirli sandıklarının içindeki büyülü kitaplardan öyküler anlatmaya başlardı. Belleği zayıf olduğundan Blanca bunları bam­ başka öykülere dönüştürürdü. İşte bu yoldan Alba yüzyıl uyu­ yan prensi, tek başlarına ejderhalarla boğuşan genç kızları, or­ manda kaybolan ve küçük bir kız tarafından yok yere karnı deşi­ len kurtu öğrendi. Bu acayip öyküleri yeniden dinlemek İstedi­ ğinde Blanca yineleyemezdi, çünkü unutmuş olurdu. Bu da Al­ ba'yı öyküleri bir yere yazmaya yöneltti. Küçük kız kendince önemli olan şeyleri de defterine kaydetmeye başladı, tıpkı anne­ annesi Clara'nın eskiden yaptığı gibi. * * *" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)

Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,


Yorum Gönder

0 Yorumlar