Nicolas Amandaya ne yapacaklarını sorar,Amanda tabi ki kürtaj der. Nicolas evlenmek ister Amanda red eder



gibi gelerek onu sarsan bu karar sonradan Nicolas'ın yararına ol­ muştu. Her konuda olduğu gibi rahat ve tasasız, işin sonunu dü­ şünmeden aşık olmakta hiçbir sakınca görmemişti. "Ne yapacağız şimdi!" diye ünledi. Genç kadın, "Kürtaj, tabii," diye karşılık verdi. Nicolas rahat bir soluk aldı. İşte bir kez daha son anda uçu­ ruma düşmekten kurtulmuştu. Uçurum kenarında oynamaya her kalkışında olduğu üzere kendinden daha güçlü birisi çıkıp so­ runa elkoymuştu. Tıpkı okulda, öteki çocukları kızdırdığı za­ manlarda olduğu gibi. Çocuklar onu alaşağı ederlerdi ve sonra en son dakikalarda, korkudan taş kesildiği anda Jaime ortaya çıkıp onun önüne siper olarak korkusunu coşkun bir kıvanmaya çevi­ r\r ve kaçıp avlu direklerinin ardına gizlenmesi için ona fırsat ka­ zandırırdı. Nicolas sığındığı yerden sövgüler yağdıradursun kar­ deşi burnundan kanlar akarak bir makinenin sessiz sebatıyla çev­ resine yumruklar yağdırırdı. İşte şimdi de Amanda onun yerine sorumluluğu alıyordu. Genç adam, "Evleniriz, Amanda ... eğer sen ... istersen," dedi durumu kurtarmak için. Amanda hiç duraksamadan, "Yok," dedi. "Seni evlenecek kadar sevmiyorum, Nicolas." Nicolas'ın duyguları anında yön değiştirirdi, çünkü bu olası­ lık hiç aklına gelmemişti. O zamana değin reddedilmek ve bıra­ kılmak nedir hiç bilmemişti. Bütün gönül ilişkilerinde karşısın­ daki kızı incitmeden yakasını sıyırabilmek için bütün inceliğini kullanması gerekmişti. Amanda'nın şu anda karşı karşıya bulun­ duğu zor durumu düşündü: yoksul, yapayalnızdı ve de bebek bekliyordu. Nicolas'ın tek bir sözü onun bütün hayatını değişti­ rir, bir Trueba'nın saygın eşi olmasını sağlardı. Bu hesaplar sani­ yenin binde biri kadar bir zaman içinde Nicolas'ın zihninden geçti, ama genç adam hemen bir utanca kapıldı ve bu düşüncele­ rinden ötürü kıpkırmızı kesildi. O anda Amanda şahane görün­ dü gözüne. Paylaşmış oldukları bütün o harikulade zamanları düşündü: yere uzanıp kendilerinden geçmek için aynı çubuğu tüttürüşleri, tezek tadı veren ve halisojen etkisi hemen hemen hiç bulunmayan bu nesneye gülüşleri, çift olarak yaptıkları yoga egzersizleriyle meditasyonlar, yüz yüze oturup kendilerini iyice gevşek bırakarak göz göze bakmaları ve bir yandan da Sanskritçe 238" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)

Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,

Yorum Gönder

0 Yorumlar