Suçu neydi ,neden tutukladiniz? Hala arastiyoruz



sen, çek, kapatayım, bin git! Ister geri gönder, istersen tut!.." Üç at varmış ahırında. Beş dakika geçmeden, Zülfikar, De­ mirşah'ın rabvan atı üstünde yola çıkmış. Gerisi zor olmamış Zül­ fikar'a. Geceyi, Florina ile Kastorya arasında, Verno Dağı etekle­ rinde Mavrova Köyü'nde, bir Rum dostunun evinde geçirmiş, erte­ si gün sağ salim Uçana 'daymış ... Biliste'ye geldiğinde, Mustafa'nın tutuklanması üstünden bir hafta geçmişti. Başkomutanlığın Istanbul'dan yola çıkan zarfını getirmişti Yakup':Ağa'ya. Yaz bahar ayları, haremliğin önündeki asmalarının altında, tek başına oturmanın bile doyulmaz bir tadı vardı. Insan yıldızlarla dolan göğe bakmak, yüzünü, saçlarını ok­ şayarak yakınında dolanan o ılık havayı duymak, solumakla bile mutlu olabilirdi. Zülfikar konuşmasını severdi. Gördüklerini, duyduklarını, ba­ şından geçenleri, araya kısa yorumlar katarak kendine özgü bir an­ latışı vardı. Tatlı konuştuğu ölçüde karşısındakinde de konuşma is­ teği uyandırırdı. Mustafa'nın tutukliınışını, o ilk geldiği akşam ge­ ce yarılanıncaya kadar oturdukları asmanın altında anlattı. Zülfi­ kar, ikinci gelişinde, tutuklanmalarının ertesi günü, birinin sağ ko­ lu, öblirünün sol ko.! una kelepçe li, ikişer ikişer, jandarmalar arasın­ da, Florina'nın ana caddesinden, çarşı alanından geçirilerek yeni­ den istasyona, oradan Manastır yoluna çıkarılarak, ya:y.an, Manastır gerisindeki Baba Dağı'nda kurulan çadırlı kampa götürüldüklerini söyledi Mustafaların! Dağda, açıkta ilk bakışta musaila taşını andı­ m, iki kaya ayak üstüne oturtulmuş büyük düz bir taş masanın ba­ şında yer almış, subaylardan kurulu bir mahkemede yargılanıyor­ lardı. Tutukluların aileleri ile görüşmelerine izin verilmiyordu. Jandarmalar, kolluk kuvvetleri, Florina'dan götürüldük_Ieri gün, ge­ çirildikleri sokaklarda kaldmınlara dolan yakınlarını, artlarından koşuşan analarını, kadınlarını dipçikleyerek dağıtmışlardı. Zülfikar'ın her gelişinde Mustafa'nın sözü açılırdı. Neden tu­ tuklamışlardı? Yükledikleri suç neydi? Ne zaman sorsa "Daha an­ laşılmadı, daha öğrenemedik;" olurdu Zülfikar'ın karşılığı. Yakup" (Necati Cumalı Viran Dağlar Makedonya)

Türkçe,Necati Cumalı, Viran Dağlar, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli, Makedonya,

Yorum Gönder

0 Yorumlar