"rini kışlalara getirdiler. Nikah halkalarını bile verdiler; bunların yerine ulusal mührü taşıyan bakır halkalar takılıyordu. Blanca içinde mücevherlerin durduğu yün çorabı saklamak zorunda kal dı, babası tutup da yetkililere vermesin diye. Kendini beğenmiş, yepyeni bir sınıfın doğuşunu gördüler. Dışarı malı giysiler ku şanmış ünlü hanımefendiler, ateşböcekleri gibi ışıl ışıl ve gözalıcı, günün modası olan eğlence yerlerinde boy gösteriyorlardı, yeni parlayan ve kibirlerinden yanlarına varılmayan iktisatçıların kol larında. Askerler arasından sivrilen birtakım kişiler kilit niteli ğindeki mevkileri doldurmuştu. Bir zamanlar aralarında asker bulunmasını utanılacak bir şey sayan aileler şimdi oğullarını harp okullarına sokmak için birbirleriyle yarışıyor ve kızlarını askere sunuyorlardı. Ülke üniformalı adamlarla, savaş makineleri, bay raklar, marşlar ve resmigeçitlerle dolup taşıyordu, çünkü askerler halkın kendilerine özgü tören ve simgeler gereksediklerinin ayır dındaydılar. Böyle şeyleri ilke olarak küçük gören Senatör Tru eba kulüpteki dostlarının, "Marksizmin Latin Amerika'da hiç şansı yoktur, çünkü işin sihirli yönüne fırsat tanımaz," diye fikir yürütürken ne demek İstediklerini şimdi anlıyordu. "Ekmek, eğ lence ve tapacak bir şey: halkın bütün ihtiyacı bu!" sonucuna vardı, ekmeğin kıt olmasından ötürü vicdanı gizlice sızlayarak. Eski Başkanın saygınlığını yeryüzünden silmek için bir kampanya başlatılmıştı. Kitlelerin ona yas tutmaktan böylece vazgeçeceği umuluyordu. Evi ziyarete açıldı; halk, yetkililerin deyimiyle, 'Diktatörün Sarayı'nı gezip görmeye çağrıldı. Her is teyen onun elbise dolaplarını karıştırarak süet pabuçlarının sayısı ve kalitesini görebilir, çekmecelerini karıştırabilir, kilerindeki Küba romuyla şeker çuvalına bakabilirdi. Son derece kaba saba rötuş edilmiş fotoğraflar elden ele dolaşmaya başladı. Bunlar eski Başkanı Baküs kılığında, başında üzüm salkımlarından bir çe lenkle sonsuz orjilerde, etine dolgun, olgun kadınlar ve kendi cinsinden atletlerle oynaşırken gösteriyordu. Bu fotoğrafların sa hici olduğuna kimse inanmadı, Senatör Trueba bile. Resimleri gördüğü zaman, "Bu kadarı da çok artık, bu kez fazla ileri gitti ler," diye söylendi. Askeri yönetim bir kalem vuruşuyla dünya tarihini değiştir di, rejimin hoşgörmediği kaç olay, ideoloji ve kişi varsa hepsini sildi. Haritaları yeniden düzenlediler, çünkü Kuzeyin tepede, 389" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)
Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli
0 Yorumlar