boy göstermişlerdi. Ellerinde, şifalı sulara batırılmış kart destele ri, bir sürü geometrik figür, düzmece parapsikologların maskesi ni düşürmek için kendileri icat etmiş oldukları gizemli aygıtlar ve Clara için getirdikleri bir tepsi pasta vardı. Dördü canciğer ar kadaş oldular ve ondan sonra her cuma buluşmaya başladılar. Köşedeki büyük evden kentin ta öbür ucuna -Mora kardeşler burada, eski bir değirmenden bozma, benzersiz bir evde oturu yorlardıve oradan gerisin geriye zihinsel enerji iletmenin bir yolunu bulmuşlardı. Bu da onların, gündelik yaşantının zor daki kalarında birbirlerine manevi destek vermelerini sağlıyordu. Mo ra'lar çok insan tanıyorlardı, bunların çoğu da böyle konularla il giliydiler ve zamanla cuma toplantılarına katılmaya başladılar. Bu toplantılara bilgilerini ve manyetik sıvılarını getiriyorlardı. Esteban Trueba onların eve girip çıktıklarını gördükçe şu üç koşulu ileri sürmüştü. Konuklar onun kitaplığından uzak dura caklardı; çocukları psişik deneyimlerde kullanmayacaklardı; bir de dikkatli olacak, çok konuşmayacaklardı, çünkü Esteban skan dal çıkmasını istemiyordu. Ferula Clara'nın bu etkinliklerini onaylamıyordu. Bu işler dine ve görgü kurallarına aykırıydı on ca. Kendisi onların toplantılarını temkinli bir uzaklıktan izliyor du. Seanslara katılmıyor, bir yandan tentene örerken gözucuyla onları gözlüyor, Clara trans durumuna geçer de fazla ileri giderse hemen araya girmeye hazır bekliyordu. Onun, medyumluk gö revini üstlendiği bu oturumların sonunda her zaman bitik düştü ğünü ve kendinin olmayan bir sesle yabancı diller konuşmaya başladığını ayrımlamıştı. Dadı da, toplantıdakilere küçük fincan lar içinde kahve dağıtmak bahanesiyle bu toplantıları gözaltında bulunduruyor, kolalı iç eteklerinin hışırtısıyla, fısıldadığı dualar la, gevşek takma dişlerinin çıtırtısıyla ruhları ürkütüyordu: Cla ra'yı korumak için değil de kül tablalarının çalınmasını önlemek amacıyla. Clara konuklarından hiçbirinin, her şeyden önce sigara içmedikleri için, kül tablalarıyla ilgilenmediklerini anlatıp duru yordu ya, boşuna. Dadı, o sevimli ve çekici Mora kızkardeşlerin dışında hepsinin kafir ve serseri olduklarını kafasına koymuştu bir kez. Dadı'yla Ferula birbirlerine tepeden bakıyorlardı. Çocukla rın gönlünü kazanmak için didişiyor, Clara'ya hizmet edebilmek uğruna birbirleriyle savaşıyorlardı. Bu sessiz, kesintisiz savaş" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)
Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,
0 Yorumlar