Clara ruhlar ile konuşuyor ama onu yaniltiyorlar.İkizler büyüyor ve erkekliklerini kanıtlama çabasına giriyorlar



bilimleri yoluyla Tanrıyı arıyor, ayağıyla yere vuran -evetse iki kez, hayırsa üçüç köşeli bir masa yoluyla ruhlara danışıyor, başka dünyalardan gelen ve yağmurun yağıp yağmayacağını bile bildiren mesajlar çözümlüyordu. Bir keresinde bu mesajlar baca­ iun altında gömü olduğunu ortaya attılar. Clara önce duvarı, sonra, gömü bulunamayınca merdiveni ve ana oturma odasının yarısını yıktırdı. Gene hava cıva. Sonunda anlaşıldı ki Clara'nın evin mimarisinde yaptırmış olduğu değişikliklerden aklı karışan ruh, İspanyol altınlarının gömüldüğü yerin Trueba konağının al­ tında değil de karşıdaki Ugartes hanesinin altında olduğunu me­ ğer ayrımlayamamış. Ugartes'ler de İspanyol ruhun sözlerine inanmadıkları için yemek odalarını yıkmaya yanaşmadılar. Clara gerçi sabahları Blanca'nın saçını örmeyi bile becere­ mez, bu işi Ferula'ya ya da Dadı'ya bırakırdı, gene de kızıyla ara­ sında fevkalade bir ilişki vardı. Bu, kendisinin Nfvea ile olan iliş­ kisinin kurallarına dayanıyordu. Ana kız birbirlerine öyküler anlatır, o sihirli sandıklardaki büyülü kitapları okur, aile resimle­ rine bakarak bol bol yel çıkartan dayıları, kavak ağaçlarından yontu gibi aşağı düşen amcaları anarlardı. Dışarı çıkıp cordille­ ra'ya bakar, bulutları sayar ve t'leri olmayıp l yerine r'leri olan uyduruk bir dille konuşarak çamaşırcı dükkanındaki Çinliye benzerlerdi. Bu arada Jaime'le Nicolas bu dişilik çekirdeğinden uzakta büyüyorlardı; o günlerde yaygın olan "büyüyüp erkek olmalı­ yız" inancına bağlıydılar. Yaşlarına özgü oyunlar oynayarak güç­ lü ve acımasız olup çıkmışlardı. Kuyruklarını koparmak için ker­ tenkelelerin peşinde koşuyor, yarıştırmak için fare avlıyor, ka­ natlarındaki tozları silmek için kelebek tutuyorlardı. Daha büyü­ dükleri zaman, hani şu Çamaşırcı Çinliden ders alarak birbirleri­ ni yumruklayıp tekmelemeye giriştiler. Çağının ilersinde olan bu adam binlerce yıllık "savaşım sanatlarını" ülkeye ilk tanıtan ki­ şiydi. Neylersiniz ki tuğlaları elinin sırtıyla ikiye ayırdığını gös­ terip de okul açmak istediği zaman kimse oralı olmamış, o da so­ nunda onun bunun çamaşırlarını yıkamak durumunda kalmıştı. Yıllar sonra ikizler erkekliklerine en son damgayı basabilmek için okuldan kaçarak çöplüğün arkasındaki boş arsaya daldılar ve burada dev anası gibi bir kadınla yaşadıkları birkaç dakikalık bir yasak aşk uğruna annelerinin gümüşlerinden birkaçını değiştokuş" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)

Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,


Yorum Gönder

0 Yorumlar