"Daha sonra belediyede çalışan birkaç görevliyle bir iki seçkin hanımefendi, tanınmamak için evin duvarlarına sürünerek gizlice geldiler. Müşterileri Dadı karşılıyor, onları bekleme odasına gö türerek ücretleri alıyordu. Bu iş onu bütün gün ayakta tutuyor ve öyle çok zamanını alıyordu ki ev halkı yemekte yeşil fasul yeyle ayva peltesinden başka bir şey bulamamaktan yakınır oldu lar. Marcos, bir zamanlar salonda asılan eski, yıprak birkaç per deyle araba damını süsledi. Clara ile birlikte müşterileri ortada kabul etmeye başladılar. İki ruhani, Marcos Dayının sarı renk için kullandığı deyimle, 'nur ehlinin rengi'nde tünikler giyiyor lardı. Nana bu tünikleri her zaman pirinç ve makarna pişirmekte kullanılan lengerlerde safranla kaynatarak boyamıştı. Marcos tü nikten başka başına bir türban doluyor, boynuna da eski bir Mı sır muskası asıyordu. Sakal bırakıp saçlarını uzatmış, her zaman kinden daha da zayıflamıştı. Marcos'la Clara tam anlamıyla inan dırıcıydılar. Hele çocuğun, müşterilerinin duymak istediklerini kestirmek için kristal küreye bakmak gereğini bile duymayışı özellikle etkileyiciydi. Eğilip dayısının kulağına fısıldıyor, o da mesajı, kendi uygun bulduğu ayaküstü süslemelerle birlikte müş teriye iletiyordu. Böylece ünleri yayıldıkça yayıldı, çünkü yanla rına üzgün" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)
Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,
0 Yorumlar