Esteban'nin köhne yere getirdiği yenilikler ve hizmetler



"erzak depolamak için büyük kilerler yaptırdı. At keserek etlerini tuzlattı, domuz etlerini dumanda kuruttu, kadınları mey­ ve konserveleri yapmak için mutfağa doldurdu. Sinek ve gübrey­ le dolu, eski bir barakadan başka bir şey olmayan süthaneyi yeni­ leştirdi ve ihtiyacı karşılamaya yetecek kadar süt üretsinler diye inekleri bile zora koştu. Altı derslikli bir okul yapmaya girişti çünkü bir gün g�lip Tres Mari'.as'daki, çocuk, yetişkin herkes okuyup yazmasını ve basit aritmetik yapmasını öğrensin istiyor­ du. Beri yandan, kafalarını durum ve konumlarına uygun olma­ yan fikirlerle doldururlar korkusuyla onların bundan öte bilgi edinmelerine karşıydı. Ne var ki böyle ücra bir yerde çalışmaya razı gelecek öğretmen bulamadı. Okumayı kendisi öğretmeye kalkıştığı zaman da çocukları, kırbaç korkutmacası ya da şekerle­ me vaadiyle okula çekebilmenin zorluğuyla karşılaştı ve sonunda düşleminden vazgeçerek okul binasını başka amaca ayırdı. Ablası Ferula onun istediği bütün kitapları yolluyordu. Pratik bilgileri içeren bu kitaplardan Esteban önce kendi bacağında deneyerek iğne yapmasını ve kristalli bir radyo kurmasını öğrendi. Esteban eline geçen ilk karla bir top kaba kumaş, bir dikiş makinesi, bir kutu homeopatik hap, bir ansiklopedi ve bir sürü okuma kitabı, defter, kalem almıştı. Mülkündeki her çocuğun günde hiç değilse bir öğün doyasıya yemek yiyerek, gürbüz, güçlü büyümesi ve küçük yaşta çalışmaya başlayabilmesi için bir yemek salonu ha­ zırlamayı kuruyordu. Ne var ki, çocukların çiftliğin her köşesin­ den bir kap yemek için buraya gelmelerini beklemenin saçmalık olduğunu kavrayınca bu kez bir dikiş atölyesi tasarladı. Dikiş makinesinin gizlerini çözme işinin başına Pancha Garda geçiril­ di. Kız ilkin makineyi canlı bir şeytan icadı sanarak yanına yak­ laşmamakta direndi. Ne var ki Esteban'ın dediği dedikti, Pancha da sonunda makineyi kullanmasını öğrendi. Esteban aynı zaman­ da, köylülerin öküz arabasıyla San Lucas'a gitmek zorunda kal­ madan bütün ihtiyaçlarını sağlayabilecekleri, ufak çapta bir de market kurdu. Kendisi her şeyi toptan alarak adamlarına serma­ yesine satıyordu. Bir de fiş sistemi geliştirdi. İlkin bir tür kredi biçiminde işleyen bu fişler zamanla para yerine geçer oldu. Bu pembe kağıt parçalarıyla köylüler marketten her şey alabiliyor­ lardı, ücretleri de gene bunlarla ödeniyordu. Bu ünlü kağıt parça­ larına ek olarak her ırgata boş zamanında işleyebileceği bir parça 66" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)

Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,

Yorum Gönder

0 Yorumlar